Aylık Arşiv: Mayıs 2015

Müvekkillerinize gerçekten değer sunabiliyor musunuz?

İş hayatında başarının anahtarı değer yaratabilmektir. Günümüz rekabet ortamında müvekkillerine hitap edemeyen hukuk büroları bulundukları konumları artık yavaş yavaş kaybediyorlar.

Bir Avukat olarak yeterince değer yarattığınızı düşünüyorsanız fakat bunu müvekkillerinizden teyit etmediyseniz, bundan nasıl emin olabilirsiniz?

 Değer kavramı müvekkilin size ifade ettiği ve sizden beklediği şeydir. Peki, bir Avukat olarak nasıl değer yaratabilirsiniz? Rakiplerinize göre daha fazla özelliği hizmetlerinizde sunma çabanız ilgi çekici görünmenizi sağlayabilir. Lakin bundan daha iyisini yapmalısınız. Öyle şeyler yapmalısınız ki, kişisel markanız müvekkillerinizle daha derin ilişkilerine sahip olsun.

İşte size daha fazla değer yaratmak için dört etkili yöntem:

Ölçün

Müvekkillerinize mevcutta sunduğunuz değerleri belirleyin. Onların faydalı yorumları bu konuda size yardımcı olabilir. Tabi ki, onlarla oturup konuşmanız gerekir. Bu görüşme sonrasında genellikle şu iki acı tespitten birine ulaşırsınız:

  1. Müvekkillerinizin hiç de düşündüğünüz kadar değeri sizden alamadığı,
  2. Onlara sunduğunuz değer karşılığında yeterli ücreti onlardan alamadığınız, 

Liderlik edin

Müvekkillerinizin kişisel ve mesleki hedeflerine ulaşabilmeleri için onlara yardımcı olun ve yol gösterin.  Makale yazmak, sunumlar gerçekleştirmek, blog yazmak, sosyal medyada gruplara dâhil olmak yol gösterici liderlik özelliklerinizi onlara gösterir.

Eğitin

En iyi satış yöntemi eğitsel yaklaşımla yapılan satıştır. Müvekkillerinizin sorunlarını kolayca ve düşük maliyetle nasıl çözeceğinizi onlara gösterin. Zaman zaman ücretsiz müvekkil bilgilendirme seansları ve seminerleri düzenleyerek sorunlarına çözüm bulmalarını sağlayın.

Dinleyin

Müvekkilleri dinlemek kesinlikle değer yaratır. Bariz olmasına rağmen nadiren bu yolu kullanırız. Odaklandığınızda dikkatinizi dağıtacak ve gözünüzün kayacağı o akıllı telefonları kapatın ve o konuşurken gözlerinizi müvekkilinizin gözlerinden ayırmayın. Müthiş bir değer yaratırsınız.

İş geliştirme yaparken size garantili şekilde zaman ve para kazandıracak yöntemler ve daha fazlası için e-kitabım satışa sunulmuştur.

Sipariş için tıklayın: https://www.tarkankarabel.com/2020/05/tum-yonleriyle-avukatlikta-is-gelistirme-teknikleri/

İş Liderleri için Hikaye Anlatmanın Önemi (Storytelling)

Stories

Başarılı Bir Hikaye Anlatıcısı Nasıl Olursunuz?

İş arkadaşlarımıza ve müşterilerimize hikayeler anlatırız. Sunduğumuz projeleri kabul etmelerini ve ikna olmalarını isteriz. Bir çalışanımızın kendisini belli bir alanda geliştirmesini bekleriz. Takımımızın zorluklar karşısında ilham alarak harekete geçmesini arzu ederiz. Tüm bu nedenlerle, insanları istediğimiz yönde harekete geçiren hikayeler anlatabilmek, iş dünyasında çok az sayıda liderde mevcut olan özel bir beceridir. Peki, iş dünyasında hikayeler anlatabilmemiz neden bir gereklilik haline gelmektedir? Ve ikna edici hikayeler nasıl oluşturulur?

Mevcut durum

Bilgiyle çevrelenmiş olduğumuz bu çağda, iş liderleri ilginç hikayeler anlatmadıkları sürece seslerini artık  duyuramayacaklardır. İş sonuçları, rakamlar ve tüm rasyonel bilgiler iş hayatı için önemli olabilir. Fakat, hiçbiri belleklerimizde kalıcı bir iz bırakmaz. Buna karşın, hikayeler zihnimizde kalıcı hatıralar bırakma gücüne sahiptir. Hikayeler, duyguları yaşanan olaylarla ilişkilendirir. Bu nedenle, iyi hikayeler üretebilen ve bunları insanlarla paylaşabilen liderler diğerlerine göre büyük bir avantaj elde edecektir.  Güzel haber ise, herkesin eğitim alarak daha iyi bir hikaye anlatıcısı olabileceğidir.

İş dünyasında hikayeler anlatmanın nasıl faydaya çevrilebileceğini aşağıda bulabilirsiniz:

Mesajla başlayın

Her hikaye hazırlığı şu soruyla başlamalıdır: “Dinleyicilerim kimdir ve benim onlara mesajım nedir?”; “Onlarla neyi paylaşmak istiyorum?”

Hikayeniz hakkında alacağınız her karar bu soruların süzgecinden geçmelidir.

“Takımımda oluşturmak istediğim ana değer nedir?” Örneğin, eğer takımınız başarısız olma ihtimalinin projelerinde mümkün olmadığını iddia ediyorsa, onlara başarının kardeşinin başarısızlık olduğunu anlatmanız gerekir. Ya da üst düzey yöneticilerinizi projenize destek vererek risk almaları yönünde iknaya çalışıyorsanız, birçok büyük şirketin zamanında akıllı riskler alarak bugüne geldiğini anlatabilirsiniz. Öncelikle, ana mesajınız üzerinde mutabık olmalısınız. Sonrasında onu nasıl tasvir edeceğinizi bulacaksınız.

Kendi deneyimlerinizden faydalanın

En iyi hikaye anlatıcıları kendi anılarından ve hayat deneyimlerinden yararlanırlar. Bu şekilde, mesajlarını tasvir ederler. Paylaşmak istediğiniz fikri, yaşadığınız hangi olayın en iyi şekilde ifade edeceğini araştırıp bulmalısınız. Başarısızlıklardan ders alarak başarıya ulaştığınız anları düşünün. Bir yakınınızın veya öğretmeninizin size verdiği bir hayat dersini hatırlayın. Bunlardan bir tanesi, hikayeye giriş için ilgi çekici bir kapı olabilir. Genellikle, iş ortamlarında kişisel bilgileri paylaşmama gibi bir yönelim olmakla birlikte, mücadeleleri, başarısızlıkları ve engelleri tasvir eden anekdotlar onu anlatan liderleri içten ve ulaşılabilir gösterir. Burada amaç, sizin de savunmasız anınızın olabildiğini dinleyicilere göstermektir.

Kendinizi kahraman olarak göstermeyin

Hikayenin yıldızı siz olmayın. Dev çalışma ofisinizi veya gerçekleştirdiğiniz milyonluk projeleri anlatmanız çalışanlarınızı harekete geçirmez. Hikayede merkezi bir noktada olabilirsiniz. Fakat gerçek odak diğer insanlar, aldığınız dersler veya yaşadığınız olaylar üzerine olmalıdır. Fırsatını bulduğunuz anda, sizi dinleyenleri veya çalışanlarınızı kahraman olarak göstermek için çaba sarf edin. Bu onların konuya olan adanmışlığını arttıracak ve verdiğiniz mesajı almalarını kolaylaştıracaktır.

Hikayeleri dinlemek istememizin nedenlerinden birisi de bir konu hakkında daha derin bir inanışa ulaşmak arzusudur. Lakin hikayeyi anlatan kendinden bahsetmeye başladığında dinleyiciler hemen onu takibi bırakmaktadırlar. Kendi kararlarınıza ne kadar çok vurgu yaparsanız, dinleyicileriniz sizinle o kadar az bağlantı kurmak isteyeceklerdir ve mesajınızı almakta zorlanacaklardır.

Mücadeleye odaklanın

İçinde mücadele olmayan bir hikaye hiç ilginç değildir. İyi hikaye anlatan liderler hikayede bir çatışma ve sürtüşme olması gerektiğinin farkındadır. Yenilmesi gereken bir rakip mi var? Pazarda yaşanan bir krizin üstesinden mi gelinmeli? Değişime direnen bir sanayi dönüşüm ihtiyacı içerisinde mi? Bu amaçla, gidilecek yolun çok zor olduğunu dinleyenlere ifade etmekten korkmayın. Aslında, insanlar sürecin zor olacağını duymaktan hoşlanırlar. Akıllı liderler çalışanlarına şunu söyler: “İşimiz çok zor olacak. Ama el birliğiyle çalışırsak ve dayanışma gösterirsek, hep birlikte harika bir noktaya ulaşacağınız.

Bu tarz bir çağrıyı içeren iyi hazırlanmış hikayeler anlattığınızda, insanlardan değişim için ilave çaba göstermelerini istemenize gerek kalmaz. Çünkü insanlar bu yola sizinle çıkmaya zaten hevesli olacaklardır.

 Basit olan güzeldir

Her anlattığınız hikaye bir sürprizle bitmek zorunda değildir. Bazı başarılı ve akılda kalıcı hikayeler nispeten basit ve konu odaklıdır.

Dikkati ana mesajınızdan uzaklaştıracak gereksiz detaylardan kaçının. “Az yeterlidir” prensibine göre çalışın. Yapabileceğiniz en büyük hata hikayeyi çok fazla detayla doldurmaktır.  Aylardan hangi gün olduğunu belirtmenize, hangi ayakkabıyı giydiğinizi söylemenize gerek yoktur. Bu gibi detaylar hikayedeki büyüyü bozar. Diğer taraftan, sizi dinleyenlerle paylaşacağınız o ana ait duygularınız veya yüz ifadenizin nasıl olduğunun tasviri, dinleyicilerin hikayenin içine tümüyle dalmalarına ve mesajı kolayca almalarına imkan verir.

 Pratik yaptıkça mükemmelleşirsiniz

Hikaye anlatımı mükemmele ulaşmak için sürekli tekrar gerektiren bir sanat biçimidir. Sevdiğiniz insanlarla, dostlarınızla veya güvendiğiniz iş arkadaşlarınızla tekrarlar yapmalısınız. Bu şekilde ustalaşır ve mesajınızı etkili ve verimli bir hikaye halinde sunmaya başlarsınız.

Unutmayın ki, bu provaların size ödülü çok büyük olacaktır.

Hikayeler orijinal bir sözel iletişim yöntemidir. “Vay canına!” dedirten bir hikaye anlattığınızda, onu dinleyen insanların ilk yapacağı iş, çıkışta bu güzel hikayeyi çevrelerinde ilk kime anlatacaklarını düşünmek olacaktır.  Bir lider olarak mesajınızı verirken hikaye anlatmak için harcayacağınız ilave beş dakika, aylar belki de yıllar sürecek getiriler elde etmenizi sağlayacaktır.

Business Storytelling Eğitimlerimiz için bizi arayabilirsiniz.

Speak & More

 

On Numara Yönetici Olmanın Yolları

İşlerinizi büyüyor ve yeni çalışma arkadaşlarını bünyenize katıyorsunuz. Amacınız kurumunuzun gelişen iş ortamında çalışanlardan azami verimi alabilmek, hayalini kurduğunuz yeni işlere ve iş verimliliğine onlarla ulaşabilmek.

Lakin bugüne kadar kurmuş olduğunuz temel iş yapış ve yönetim modeliniz, yeni insanların sisteme katılmasıyla artık ihtiyaçlara cevap veremez hale mi geliyor? Sinirleriniz geriliyor ve insanları yönetirken arzu ettiğiniz sonuçlar gelmeyince bir lider olarak serinkanlılığınızı korumakta ve istenilen yönde ilerlemekte sıkıntı mı çekiyorsunuz? Yöneticilik yaparken saçınızı başınızı yolar hale mi geliyorsunuz? Öyleyse endişe etmeyin. Siz de sekiz basit kurala uyarak iyi bir yönetici olabilirsiniz. İşte yapmanız gerekenler:

  1. İyi bir akıl hocası olun.
  2. Yetkinliği tam olan ekibinize yetkiler verin ve işlerine karışmayın, Yetkinlikleri yeterli değilse onları eğitin veya uzmanlardan destek almaları için eğitime gönderin.
  3. Ekip üyelerinin başarılarına ve kişisel mutluluklarına ilgi gösterin.
  4. Korkak olmayın. Verim ve sonuç odaklı olun.
  5. İyi bir iletişimci olun ve ekibinizdekilerin anlattıklarına kulak verin.
  6. Çalışanlarınızın kariyer gelişimine yardımcı olun.
  7. Ekip için açık bir vizyon ve strateji belirleyin.
  8. Ekibinize belli tavsiyelerde bulunabilecek teknik yeteneklere sahip olun.

Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, çalışanlar en çok onlarla birebir toplantılar yapan, cevapları dikte ederek değil sorular sorarak yanıtlamaya çalışan ve onların yaşamlarına ve kariyerlerine ilgi gösteren yumuşak başlı yöneticilere ilgi gösteriyorlar.

Bir iş veren olarak emek harcadığınız çalışanların sizi terk etmesi iş hayatında başınıza gelebilecek en kötü şeylerden biridir. Çalışanların işten ayrılmalarının genelde üç nedeni var. Bazen bu nedenlerden biri, bazen de üçünün bir araya gelmesi ayrılmayı tetikler. Birinci neden, çalışanların kurumun misyonuna ilgi duymamaları ya da yaptıkları işin önemli olmadığını düşünmeleridir. İkinci neden, çalışma arkadaşlarını sevmemeleri ya da onlara saygı göstermemeleridir. Üçüncü neden ise korkunç bir patrona sahip olmalarıdır ki en önemli nedenin de bu olduğu birçok IK araştırmasında teyit edilmektedir.

Hedefiniz, çalışanlara karşı son derece açık olmaktır. Çalışanlarınıza “Burada ne yaptığınızı anlıyorum ama şimdi de sonuçlardan bahsedelim. Amacımız budur” demektir.

www.tarkankarabel.com

www.lawmarketing-tr.com

 

Referans Almayı Garantilemenin Yolları

Yeni işler alma, ofisinizin hizmet ettiği müvekkil sayısını arttırma konularında azimli iseniz ve de bu konuya odaklanmaya hazırsanız, aşağıda sizinle paylaşacağım yöntemler işinizi bir hayli kolaylaştıracaktır. Evet biliyorum çalışmayı gerektiriyor. Bir gecede olmayacak ama işler gelmeye başladığında süreklilik kazanacaktır.

Öncelikle yapmanız gereken size kimin referans verebileceğini düşünmektir

  • Sizinle aynı alanda çalışma yapmayan avukat arkadaşlarınızın bir listesini çıkarın. Aynı zamanda, sizinle aynı alanlarda çalışanları da belirleyin. Avukat arkadaşlarınıza çeşitli sebepler ve çatışmalar nedeniyle kendi müvekkillerinizi yönlendirebilir veya onlardan müvekkil alabilirsiniz. Bu amaçla, avukat arkadaşlarınızla olan ilişkilerinizi canlı tutun.

  • Avukatlar dışında tanıdığınız iş adamları ve iş kadınlarını belirleyin. Unutmayın ki, onların müşterileri de hizmetlerinizi talep edebilir.

  • Mevcut müvekkillerinizin size gönderecekleri tüm referans isimleri memnuniyetle karşılayacağınızı, arkadaş çevrelerine de en iyi hizmeti vermeye devam edeceğinizi bilmelerini sağlayın.

  • İletişim halinde olduğunuz tüm iş insanlarına iş ve arkadaş çevrenizden kendilerine yönlendirme yapmak istediğinizi söyleyin ve mümkün olduğunca da yapın. Referans verdikçe başkaları da size verecektir.

Referans isterken ve verirken dikkat etmeniz gereken kurallar

  • Size referans veren isimden saygınlığınızı koruyacak bir talepte bulunun; Etik kurallar gereği referans verdiği kişinin ilk teması sizinle kurmasını kendisinden isteyin. Size yönlendirilen isimden daha sonra bir arama gerçekleşmezse, referans veren kişiye konuyu tekrar hatırlatın.

  • Müvekkil adayı sizinle temasa geçtikten sonra, kendisinin onayı dahilinde referans veren ismi görüşme hakkında bilgilendirin ve verdiği destekler için tekrar teşekkür edin. Değerli referanslarını her zaman ve tekrar tekrar beklediğinizi ifade edin.

Size referans sağlayan kaynaklarınızı nasıl koruyacaksınız

  • Referans sağlayan çevrenizi genişletin. Bu amaçla, eğitsel ve kar amacı gütmeyen projelerde görev alın ve bilinirliği arttırın.

  • Referans veren ve vermekten mutlu olan isimlerle sürekli temas halinde olun. İlişkiyi sıcak tutun. Onları aramadığınızda hemen unutulur ve saygılarını kaybedersiniz.

  • Siz de birilerine referans vermek için fırsat kollayın. Vermeden alamayacağınızı unutmayın.

  • Size referans veren isimleri yemeğe çıkarın, onlara hizmet vermekten ne kadar mutlu olduğunuzu ifade edin.

Sonuç olarak, sürekli referans sağlayan bir network oluşturmak zaman alır, çalışma gerektirir. Lakin,etkin ve verimli şekilde yapıldığında size büyük kazanımlar ve değerler sağlar. Herkese başarılar dilerim.

 

İş geliştirme yaparken size garantili şekilde zaman ve para kazandıracak yöntemler ve daha fazlası için e-kitabım satışa sunulmuştur.

Sipariş için tıklayın: https://www.tarkankarabel.com/2020/05/tum-yonleriyle-avukatlikta-is-gelistirme-teknikleri/