Aylık Arşiv: Mayıs 2011

Hayranlık Uyandıran Bir Yönetici Olmanın Yolları

Birgün büyük bir hukuk bürosunda yönetim kademesinde görev alabilir, veya kendi hukuk büronuzda kendi takımınızla çalışabilirsiniz. Her durumda da size bağlı olan ekibe liderlik etmeniz ve performanslarını en iyi şekilde göstermelerini sağlamanız gerekir. Yönetsel becerilerinizi  geliştirmek, başarıya ulaşırken size büyük destek olur. Kötü yönetim ise değerli elemanların size terk etmesine neden olur. Onların gelişimi için harcadığınız zaman ve emek de boşa gider. Bir süre sonra ya patronunuz sizi gönderir yada kendi ofisinizde vasat çalışanlarla kala kalırsınız. Ekiplerin yönetilmesini içeren görevlerde çuvallamak istemiyorsanız, aşağıdaki kuralları benimsemelisiniz:  

 

  1. İyi bir akıl hocası olun
  2. Ekibinize yetkiler verin ve işlerine karışmayın
  3. Ekip üyelerinin başarılarına ve kişisel mutluluklarına ilgi gösterin
  4. Korkak olmayın. Verimli ve sonuç odaklı olun
  5. İyi bir iletişimci olun ve ekip üyelerinin anlattıklarına kulak verin
  6. Çalışanlarınızın kariyer gelişimine yardımcı olun
  7. Ekip için açık bir vizyon ve strateji belirleyin
  8. Ekibinize tavsiyelerde bulunabilecek teknik bilgiye sahip olun
  9. Yumuşak başlı olun ama düşük performansa asla göz yummayın

Kolay ve Kesin Olsun

Milli Piyango almak insanı umutlandırır. Çünkü kolayca servete kavuşma ihtimaliniz vardır. Kesin size çıkacaktır demek mümkün değildir ama en kolay yol olduğu açıktır.

Hukuk Fakültesinde okumak şahane bir duygudur. Çünkü başarı yolunda kesinlik sağlar. Mezun olur ve sebatla çalışırsanız arzu ettiğiniz başarılı sonuçları alırsınız. Asla kolay değildir ama daha kesin olduğunu söylemek mümkündür.

Birçok insan başarıya giden yolun hem kesin hem de kolay olmasını ister. Bazen her ikisi de mümkün değildir.

Telefonda Ne İşler Kaçıyor Acaba?

İş yükü altında ezilmiş, mutsuz, sinirli,kızgın bir sekreterin hukuk büronuzda telefonlara cevap verdiğini hayal edin. Sizinle iş yapan müvekkillerin veya iş yapmak için arayan aday müvekkillerin “Yazıklar olsun” diyerek telefonu kapattığını veya işlerini size vermekten vaz geçtiğini gözünüzde canlandırın.

Ofisinizin gelir kaybına uğramasını istemiyorsanız, telefonlara cevap veren  çalışanınızı doğru seçin. İletişim kurmaktan hoşlanan, güler yüzlü,neşeli insanlarla çalışmaya gayret edin.

Bununla birlikte, çalıştığınız personelin patlama noktasına gelmesini istemiyorsanız, onları aşırı iş yükü ve angaryalara boğmayın. Telefonları en iyi şekilde cevaplaması için işe aldığınız  insanları nefessiz bırakmayın. “O işi de yapsın canım, bütün gün oturuyor” derken, çok büyük işleri kaybediyor olabilirsiniz.   Kalite sorunlarının farkına vardığınızda da bu insanları kovmak yerine, bu duruma neden gelindiğini anlamaya çalışın. Biri gider biri gelir yaklaşımına sahip olmayın. Bu kişisel markanıza büyük zarar verecektir.

Avukatların Kişilik Özellikleri & Başarı

Günümüzde, avukatların kişilik özellikleri üzerine birçok araştırma yapılmaktadır. Elde edilen sonuçlara göre, avukatlar diğer meslek kollarına göre daha temkinli, şüpheci, korumacı, akademik, görev odaklı ve itibarı önde tutan kişiler olarak tanımlanmaktadır. Avukatlar sorun çözmede ve insan ilişkilerinde ise ortalama bir performans sergilemektedir. Ne ilginçtir ki, kötümserlik başarılı avukatlarda ve hukuk öğrencileri arasında yaygın durumdadır.

Diğer profesyonellerle kıyaslandığında, avukatların daha akıllı, şüpheci, sabırsız ve kendi kendini idare eden bir mizaca sahip oldukları gözlemlenmektedir. Geride kaldıklarında ise toparlamaları ve yarışa dönmeleri güç olmaktadır. Sosyal yönleri genelde zayıftır. Tüm bu özellikler bazı meslek kollarında işe yarasa da, avukatlık mesleğinde terse çalışır. Çevre edinmeyi ve yeni iş anlaşmaları yapmayı güçleştirir. Kararlı bir tutum, adanmışlık ve disiplin ise eksik olan yönleri geliştirmede size yardımcı olur.

Kişilik özelliklerinde bulunan zayıf yönleri ancak üzerlerine eğildiğimiz zaman geliştirebiliriz. Zekamız, doğal yönelimlerimizi kontrol altına almada bize hizmet etmeye hazırdır. Göstereceğimiz çaba kadar başarıya ulaşırız.

İşte size, doğru davranış kalıplarına sahip olmak ve satış yapmayı güçleştiren kişilik özelliklerini profesyonel bir yaklaşımla uyumlu hale getirmede işe yarayacak formül:

Birinci adım: Kendi benliğinizin farkında olun. Herşey kişilik özelliklerinizi bilmekle başlar. Kişisel gelişim ve yanlışların düzeltilmesini hedef almışsanız, kendinizi tanımak zorundasınız.

İkinci adım: Kariyerinizde önemli işler almamızı önleyen ve satış becerilerinizi sınırlayan davranış biçimlerini tespit edin. Bazı özellikleriniz size davaları kazanmada ve iş takibinde büyük başarılar kazandırırken, ticari çıkarlarınızın aleyhine çalışmamalıdır.

Üçüncü adım: Gelişim hedeflerinizi yazılı hale getirin. Hedeflere ulaşmada size büyük yardımcı olacaktır.

İşte aşağıda kaçınmanız gereken davranışların bir listesi:

Satışcılardan hoşlanmıyor musunuz? Sizi rahatsız ettiklerine mi inanıyorsunuz? Eğer öyleyse, bu davranışınızı hemen değiştirseniz iyi edersiniz. Onlara kaba mı davranıyorsunuz? Bu inanış, pazarlama ve satış ve faaliyetlerini küçümsemenize ve yeteneklerinizi sınırlamanıza mı sebep oluyor?

Facebook, LinkedIn, Twitter gibi sosyal medyayı riskli bularak kullanmıyor musunuz? Eğer öyleyse, profesyonel hedeflerinize ulaşmanız günümüz dünyasında oldukça zorlaşacaktır.  Ateşli silahlarla yapılan savaşta elinizde kılıçla kala kalmak gibidir. Bir satışçıyla karşılaştığınızda bundan sonra ona gülümseyin ve ne satıyorsun diye sorun. Merak etmeyin, dünyalar başınıza yıkılmayacaktır.

Yabancılarla konuşmaya çekiniyor musunuz? İnsanlarla laflamak sizin için zor mu? Kendinizi geri mi çekiyorsunuz?

Pazarlama faaliyetleri için ne kadar zaman harcıyorsunuz? Sizin için bunun  bir önceliği gerçekten var mı? Bunun için sabahları sıcak yatağınızdan erken kalkmaya hazır mısınız? Daha fazla iş için daha erken çalışmaya başlar mısınız?

Özetlersek, iyi sonuçlar almak için öncelikle satış ve pazarlama alanında zayıf ve güçlü yönlerinizi tespit etmelisiniz. Daha sonra bir plan dahilinde, istikrarlı ve sürekli bir şekilde pazarlama faaliyetlerinde bulunmalısınız.  

Asla Vazgeçmeyin!

Kişisel Markanızı Yaratın!

Avukatlık Mesleğinde isim olmak, herkesçe bilinir hale gelmek için çok çalışmanın yanında, kişisel markanıza da yatırım yapmanız gerekmektedir.  Hedeflediğiniz kitleye doğru iletişim yöntemleriyle ulaşmanız sizi rekabet üstü bir noktaya ulaştırır ve markalaşmanız başlar.

 

Markalar bize kaliteyi taahhüt eder. Kişisel markanız ne kadar parıldarsa o kadar yeni iş ve insanı kendinize çekersinizMarkadan kastım gidip kendinizi marka olarak tescil ettirmeniz değildir. Zaten meslek kurallarına göre de yasaktır. Markanız başkalarının sizi nasıl algıladığıdır. İnsanlar sizi bir bütün olarak algılar. Geçmiş iş tecrübeleriniz, imajınız, elde ettiğiniz iş sonuçları, iş ilişkileriniz, girişimleriniz ve kişisel değerleriniz bu bütünü oluşturur.

 

İsminizi markalaştırma süreci gerçekten zordur. Ülke çapında ünlü bir avukat olmak için çok çalışmak ve sabırlı olmak gerekir. Hukuk alanında isim olabilmek çetin bir hedeftir. Odaklanılmamış markalaşma çabası sizi hayalini kurduğunuz başarılara ulaştıramaz. Ünlü avukatların ortak noktası özel bir hukuk branşında, iktisadi bir sektörde veya her ikisinde birden uzmanlık geliştirmiş olmalarıdır.

Alanınızda niş olarak adlandırılan el değmemiş iş odakları bulunur. Bu nişlere hizmet verebildiğiniz an rekabet dışına çıkarsınız. Kazancı yüksek işler alır ve bu alanda tanınmaya başlarsınız.

Müvekkilleri Çılgına Çeviren Durumlar

Müvekkillerle yapılan bir ankette bir hukuk bürosuyla çalışmayı terk etmelerine neden olabilecek en önemli sebepleri saymaları istenmiştir. Birçok sebep ortaya çıkmıştır. Kaybeden bir hukuk bürosuna sahip olmak isterseniz aşağıdaki maddelerin hepsini uygulayın. Garantili kepenk indirirsiniz.

®    Telefonlarına dönülmemesi, sorumsuz, ilgisiz ve duyarsız yaklaşımlar

®    Kendilerine saygılı davranılmaması, işine gelirse tarzı tavırlarla karşılaşmak

®    Kötü giden bir durumun kendileriyle paylaşılmaması, bilgilerin gizlenmesi

®    Yapılan hataların itiraf edilmemesi veya müvekkilin suçlanması

®    Zaman sınırlamalarına uyulmaması, söz verilen zamanda işlerin tamamlanmaması

®    Duruşma zamanlarının atlanması

®     Gelişmelerden bilgi sahibi edilmemeleri

®    Yaptıkları işin hukuk bürosu tarafından anlaşılmaması ve algılanmaması

®    Tahmin edilen ve anlaşılanın dışında istenilen ekstra ödemeler ve harcama faturaları çıkarılması

Küçük Hukuk Bürolarının Karşılaştığı Temel Sorunlar

Genç Avukatların Dikkatine!

Mesleğe yeni başlayan avukatlar genellikle strateji belirleme ve uygulama ile ilgili sıkıntılar yaşarlar. “İşe nereden başlamalı?”, “Hangi hukuk dalında çalışmalı?” “Mevcut branşta nasıl daha fazla dava dosyasına bakabilirim?” gibi soruları durmadan kendilerine sorarlar.  İş stratejisini kurmada ve planlamasında yaşanan zorluklar genç avukatların sonuca ulaşmasını geciktirir. Genç avukatların hedeflerine doğru yol alabilmeleri için aşağıdaki noktalara dikkat etmeleri gerekmektedir:

  • Hemen bir iş ve pazarlama planına sahip olun. Planlamayla geçen her dakikanız çok değerlidir. Sizi başarıya götüren rehber olacaktır. Sun Tzu Savaş Sanatı kitabında der ki: “Savaşlar karargâhta kazanılır.”
  • Her gün en az iki saatinizi yeni müvekkil edinebilmek için kaynak arayışında geçirin. Yeni insanlarla temas kurmak, hizmetlerinizden onları haberdar etmek için zamanınızın büyük bir kısmını kullanmak en doğrusudur.
  • Her gün iki adet potansiyel müvekkille yüz yüze görüşme yapın. Hedeflediğiniz insanlarla görüşebilmek için fırsatlar yaratın ve onları işyerlerinde ziyaret edin. 
  • Sizinle iş paslaşabilecek meslektaş hukukçular ile görüşün ve işbirliğine gidin. Size iş yönlendirmelerini istiyorsanız, elinize geçen her imkânda  uzmanlığınıza girmeyen işleri onlara yönlendirerek destek verin.
  • Tanıdığınız üstat avukatları ofislerinde ziyaret edin. İş beklentiniz olduğunu ve değerli desteklerini beklediğinizi ifade edin. Sizden yaşça büyük ve tecrübeli avukatlar karşısında saygılı, nazik ve ağırbaşlı olun. İyi bir imajla akılda kaldığınız sürece sizi yeni işler için arayacaklarını unutmayın.
  • Müvekkillere en iyi hizmeti vermek için plan yapın. Buna tüm çalışanlarınızdan başlayın. Mutlu çalışanlar mutlu müvekkiller yaratacaktır.
  • Branşınıza yeniden odaklanın. Yeni fırsatların ve ihtiyaçların oluşmasını gözleyin.
  • Branşınızdaki yenilikleri takip edin. Sertifika programlarına katılarak bilgilerinizi arttırın.  
  • Kar gütmeyen organizasyonlara destek olun. Bu yolla yeni çevreler ve iş fırsatları edinin.
  • Müvekkillerinizi iş yerlerinde ziyaret edin.
  • Bol bol referans isteyin.
  • Referansla gelen isimleri arayarak görüşme sağlayın.
  • Sektörel fuarlara katılın. Hedeflediğiniz firma yetkilileriyle kart alışverişinde bulunun. Sektörlerine özel, hukuki sorunları önleyen koruyucu hukuk hizmetleriniz olduğundan bahsedin.
  • Boşanma, Emlak ve İcra Hukuku gibi alanlarda iş potansiyelinizi arttırmak istiyorsanız, hayır kurumları ve vakıflara üye olun. Düzenlenen organizasyonlarda görev alın. Bu şekilde kendinizi varlıklı ve statü sahibi kesime tanıtın.
  • İş Hukuku gibi alanlarda iş potansiyelinizi arttırmak istiyorsanız, personel yönetimi dernekleri ve işçi sendikalarının toplantılarına katılın.
  • Sağlık Hukuku gibi alanlarda iş potansiyelinizi arttırmak istiyorsanız, sağlık hizmetleri çalışanları ve doktor derneklerini ziyaret edin. Bu derneklerde görev almak istediğinizi ifade edin. Sağlık Çalışanlarını ve Doktorları karşılaştıkları hukuki risklere karşı bilgilendirin.

Asla Geç Kalmayın!

 

Evet bazen elimizde olmayan nedenlerden dolayı gecikiriz. Fakat, bazı insanlarda geç kalmak kötü bir alışkanlık haline gelmiştir. Bu kötü alışkanlık kişisel markanıza verebileceğiniz en büyük zarardır. Kabalığın da ta kendisidir.

Bir müvekkil görüşmesi, bir duruşma veya bir yemekli toplantıya geç kaldığınız anda ve bunu sık sık tekrarladığınızda karşı tarafın bilinç altına aşağıdaki şekilde mesaj vermiş olursunuz:

  • Vaktim sizinkinden daha değerli”
  • “Zamanında hazır olmak için yeterince sizi önemli görmüyorum.”
  • “Genelde geç kalmam ama bugün çok organize olamadım. Benimle çalışmaya başlarsanız size ne kadar dağınık çalıştığımı ispat edebilirim"
  • “Bir profesyonel gibi görünmeye çalışsam da olabildiğim söylenemez.”

Bu kötü alışkanlık zorda olsa ortadan kaldırılabilir. Bunun için bilinçaltınıza söz geçirmeye başlamanız gerekir. “Ben her zaman işe vaktinde gelirim” sözünü telkin şeklinde içinizden tekrarlamanız, eylemlerinizi yönlendiren bilinçaltının isteğiniz doğrultusunda harekete geçmesini sağlar. Bununla yetinmeyenlere, saatlerini beş dakika ileri almalarını da öneririm. Bu şekilde geç kalma riskini iyice azaltmış olursunuz.

Yeni müvekkillerle çalışmayı arzu ediyorsanız, ilk görüşmenizde onları olumlu şekilde etkileyerek işe başlamalısınız. Bunun için de görüşmenize vaktinde gitmeli, onlara ve işinize olan saygınızı göstermelisiniz.

Müvekkillerin değerli zamanlarına saygı gösteren avukatlar her zaman büyük prestije sahip olmaktadırlar. Bir Çin Atasözü: “İnsanların vaktini çalacağına parasını çal” der. Çünkü, yiten zaman yerine konulamaz.

Bu yüzden, sakın geç kalmayın! Kişisel markanız bu durumdan çok olumlu etkilenecektir.

Al Pacino’nun İlham Veren Konuşması