Kategori Arşivi İletişim Sırları - Page 2

Kötü Haberi Müvekkile Nasıl Söyleyeceğiz?

İşini takip ettiğiniz hiçbir müvekkil kötü sürprizlerle karşılaşmaktan hoşlanmaz. Davanın takibinde yaşanan bir zaman kaybı, gecikme veya ortaya çıkan ekstra bir bedel müvekkillerin size olan güvenini sarsabilir. Diğer taraftan, kimse de kötü haberi müvekkile vermek istemez. Bu durumdan kaçış yoktur. Çünkü sorun halının altına süpürülemeyecek kadar önemlidir.

Peki, arzu edilmeyen bir durum meydana geldiğinde bir Avukat olarak müvekkile nasıl davranmalısınız?

  • Öncelikle, müvekkili hemen yerinde ziyaret edin ve durumu doğrudan kendisine anlatın.
  • Hatayı düzeltmek için neler yapmayı planladığınızı kendisine anlatın veya nasıl tazmin edeceğinizi söyleyin.
  • Müvekkilin her aşamadan ve gelişmeden haberi olacağını bilmesini sağlayın.

Başarılı Avukatlar müvekkillerine dört özelliği birlikte sundukları için tercih edilmektedir. Güven, Sevgi, İstikrar ve Umut. Bunlardan bir tanesinde oluşacak artış veya azalış size müvekkil kazandırır veya kaybettirir. Oluşan bir problem hakkında zamanında bilgi vermemek de sahip olduğunuz bu özelliklere etki ederek iş kaybetmenize yol açar.

İş Liderleri için Hikaye Anlatmanın Önemi (Storytelling)

Stories

Başarılı Bir Hikaye Anlatıcısı Nasıl Olursunuz?

İş arkadaşlarımıza ve müşterilerimize hikayeler anlatırız. Sunduğumuz projeleri kabul etmelerini ve ikna olmalarını isteriz. Bir çalışanımızın kendisini belli bir alanda geliştirmesini bekleriz. Takımımızın zorluklar karşısında ilham alarak harekete geçmesini arzu ederiz. Tüm bu nedenlerle, insanları istediğimiz yönde harekete geçiren hikayeler anlatabilmek, iş dünyasında çok az sayıda liderde mevcut olan özel bir beceridir. Peki, iş dünyasında hikayeler anlatabilmemiz neden bir gereklilik haline gelmektedir? Ve ikna edici hikayeler nasıl oluşturulur?

Mevcut durum

Bilgiyle çevrelenmiş olduğumuz bu çağda, iş liderleri ilginç hikayeler anlatmadıkları sürece seslerini artık  duyuramayacaklardır. İş sonuçları, rakamlar ve tüm rasyonel bilgiler iş hayatı için önemli olabilir. Fakat, hiçbiri belleklerimizde kalıcı bir iz bırakmaz. Buna karşın, hikayeler zihnimizde kalıcı hatıralar bırakma gücüne sahiptir. Hikayeler, duyguları yaşanan olaylarla ilişkilendirir. Bu nedenle, iyi hikayeler üretebilen ve bunları insanlarla paylaşabilen liderler diğerlerine göre büyük bir avantaj elde edecektir.  Güzel haber ise, herkesin eğitim alarak daha iyi bir hikaye anlatıcısı olabileceğidir.

İş dünyasında hikayeler anlatmanın nasıl faydaya çevrilebileceğini aşağıda bulabilirsiniz:

Mesajla başlayın

Her hikaye hazırlığı şu soruyla başlamalıdır: “Dinleyicilerim kimdir ve benim onlara mesajım nedir?”; “Onlarla neyi paylaşmak istiyorum?”

Hikayeniz hakkında alacağınız her karar bu soruların süzgecinden geçmelidir.

“Takımımda oluşturmak istediğim ana değer nedir?” Örneğin, eğer takımınız başarısız olma ihtimalinin projelerinde mümkün olmadığını iddia ediyorsa, onlara başarının kardeşinin başarısızlık olduğunu anlatmanız gerekir. Ya da üst düzey yöneticilerinizi projenize destek vererek risk almaları yönünde iknaya çalışıyorsanız, birçok büyük şirketin zamanında akıllı riskler alarak bugüne geldiğini anlatabilirsiniz. Öncelikle, ana mesajınız üzerinde mutabık olmalısınız. Sonrasında onu nasıl tasvir edeceğinizi bulacaksınız.

Kendi deneyimlerinizden faydalanın

En iyi hikaye anlatıcıları kendi anılarından ve hayat deneyimlerinden yararlanırlar. Bu şekilde, mesajlarını tasvir ederler. Paylaşmak istediğiniz fikri, yaşadığınız hangi olayın en iyi şekilde ifade edeceğini araştırıp bulmalısınız. Başarısızlıklardan ders alarak başarıya ulaştığınız anları düşünün. Bir yakınınızın veya öğretmeninizin size verdiği bir hayat dersini hatırlayın. Bunlardan bir tanesi, hikayeye giriş için ilgi çekici bir kapı olabilir. Genellikle, iş ortamlarında kişisel bilgileri paylaşmama gibi bir yönelim olmakla birlikte, mücadeleleri, başarısızlıkları ve engelleri tasvir eden anekdotlar onu anlatan liderleri içten ve ulaşılabilir gösterir. Burada amaç, sizin de savunmasız anınızın olabildiğini dinleyicilere göstermektir.

Kendinizi kahraman olarak göstermeyin

Hikayenin yıldızı siz olmayın. Dev çalışma ofisinizi veya gerçekleştirdiğiniz milyonluk projeleri anlatmanız çalışanlarınızı harekete geçirmez. Hikayede merkezi bir noktada olabilirsiniz. Fakat gerçek odak diğer insanlar, aldığınız dersler veya yaşadığınız olaylar üzerine olmalıdır. Fırsatını bulduğunuz anda, sizi dinleyenleri veya çalışanlarınızı kahraman olarak göstermek için çaba sarf edin. Bu onların konuya olan adanmışlığını arttıracak ve verdiğiniz mesajı almalarını kolaylaştıracaktır.

Hikayeleri dinlemek istememizin nedenlerinden birisi de bir konu hakkında daha derin bir inanışa ulaşmak arzusudur. Lakin hikayeyi anlatan kendinden bahsetmeye başladığında dinleyiciler hemen onu takibi bırakmaktadırlar. Kendi kararlarınıza ne kadar çok vurgu yaparsanız, dinleyicileriniz sizinle o kadar az bağlantı kurmak isteyeceklerdir ve mesajınızı almakta zorlanacaklardır.

Mücadeleye odaklanın

İçinde mücadele olmayan bir hikaye hiç ilginç değildir. İyi hikaye anlatan liderler hikayede bir çatışma ve sürtüşme olması gerektiğinin farkındadır. Yenilmesi gereken bir rakip mi var? Pazarda yaşanan bir krizin üstesinden mi gelinmeli? Değişime direnen bir sanayi dönüşüm ihtiyacı içerisinde mi? Bu amaçla, gidilecek yolun çok zor olduğunu dinleyenlere ifade etmekten korkmayın. Aslında, insanlar sürecin zor olacağını duymaktan hoşlanırlar. Akıllı liderler çalışanlarına şunu söyler: “İşimiz çok zor olacak. Ama el birliğiyle çalışırsak ve dayanışma gösterirsek, hep birlikte harika bir noktaya ulaşacağınız.

Bu tarz bir çağrıyı içeren iyi hazırlanmış hikayeler anlattığınızda, insanlardan değişim için ilave çaba göstermelerini istemenize gerek kalmaz. Çünkü insanlar bu yola sizinle çıkmaya zaten hevesli olacaklardır.

 Basit olan güzeldir

Her anlattığınız hikaye bir sürprizle bitmek zorunda değildir. Bazı başarılı ve akılda kalıcı hikayeler nispeten basit ve konu odaklıdır.

Dikkati ana mesajınızdan uzaklaştıracak gereksiz detaylardan kaçının. “Az yeterlidir” prensibine göre çalışın. Yapabileceğiniz en büyük hata hikayeyi çok fazla detayla doldurmaktır.  Aylardan hangi gün olduğunu belirtmenize, hangi ayakkabıyı giydiğinizi söylemenize gerek yoktur. Bu gibi detaylar hikayedeki büyüyü bozar. Diğer taraftan, sizi dinleyenlerle paylaşacağınız o ana ait duygularınız veya yüz ifadenizin nasıl olduğunun tasviri, dinleyicilerin hikayenin içine tümüyle dalmalarına ve mesajı kolayca almalarına imkan verir.

 Pratik yaptıkça mükemmelleşirsiniz

Hikaye anlatımı mükemmele ulaşmak için sürekli tekrar gerektiren bir sanat biçimidir. Sevdiğiniz insanlarla, dostlarınızla veya güvendiğiniz iş arkadaşlarınızla tekrarlar yapmalısınız. Bu şekilde ustalaşır ve mesajınızı etkili ve verimli bir hikaye halinde sunmaya başlarsınız.

Unutmayın ki, bu provaların size ödülü çok büyük olacaktır.

Hikayeler orijinal bir sözel iletişim yöntemidir. “Vay canına!” dedirten bir hikaye anlattığınızda, onu dinleyen insanların ilk yapacağı iş, çıkışta bu güzel hikayeyi çevrelerinde ilk kime anlatacaklarını düşünmek olacaktır.  Bir lider olarak mesajınızı verirken hikaye anlatmak için harcayacağınız ilave beş dakika, aylar belki de yıllar sürecek getiriler elde etmenizi sağlayacaktır.

Business Storytelling Eğitimlerimiz için bizi arayabilirsiniz.

Speak & More

 

Müvekkilin Nabzını Garantili Nasıl Tutarsınız?

Genelde birçoğumuz olumsuz eleştiri almaktan rahatsız oluruz. Müvekkillere hizmetlerimizden memnun olup olmadıklarını sormaya çekiniriz. Bu hassas konulara girmek istemeyiz. Sunduğumuz hizmetin kalitesi yüksektir diyerek kendimize telkinde bulunuruz. Sonuçta, müvekkil yaşadığı memnuniyetsizlik ve düşük performans sebebiyle bir de bakmışsınız kurumu terk edivermiş. Halbuki işini yapmak için canla başla çalışıyordunuz. Artık iş işten geçmiştir. Peki, bu durumu önlemek ister misiniz?

Siz siz olun, müvekkillerden her zaman geribildirim isteyin. Bunun için can atın. Rekabetin çok yoğun yaşandığı bu dönemde işinizin kalıcı ve sürdürülebilir olmasını ancak bu şekilde sağlarsınız. Müvekkillerin yaşadıkları olumsuzluklar sebebiyle sizi terk edip bir başka hukuk bürosuna gitmesini önlersiniz.

Aşağıda, müvekkillere telefonda sorabileceğiniz, çok değerli bilgileri size ulaştıracak altın soruları bulacaksınız. Bu soruları siz veya asistanınız onlara yöneltebilir, kurum ve hizmetleriniz hakkındaki görüşlerini net bir şekilde öğrenebilirsiniz. Gelen bilgiler ışığında iş süreçlerinizi geliştirebilir, hizmet kalitenizi arttırabilirsiniz. Bir taşla iki kuş vurmanız mümkün olur. Fikirleri alınan müvekkilleriniz de kurumunuzda kendilerini daha değerli hissederler ve sizi kolay kolay terk etmezler.

  1. Hukuk Büromuz tarafından sunulan hukuk hizmetlerini düşündüğünüzde aklınıza ne geliyor?
  2. Bu hukuk hizmetlerinin size ve işinize değer yarattığına inanıyor musunuz?
  3. Lütfen 1’den 5’ekadar aşağıda belirtilen hizmet özelliklerimizi derecelendirir misiniz?
  • Hizmetin kalitesi                                                                                            1 2 3 4 5
  • Sunulan hukuki çözümünün kalitesi                                                         1 2 3 4 5
  • Sunulan hukuki çözümünün ihtiyaçlarınıza cevap verebilirliği        1 2 3 4 5
  • İşinizin anlaşılması ve detaylarına hakim olunması                           1 2 3 4 5
  • Tavsiyelerde bulunma ve çözüm üretme                                                 1 2 3 4 5
  • İşinize karşı titiz olunması                                                                         1 2 3 4 5
  • Dakiklik                                                                                                          1 2 3 4 5
  • Uygun ücretlendirme                                                                                  1 2 3 4 5

4. Hukuk büromuz hizmetlerini daha iyileştirmek için sizce ne yapabiliriz?

5. Hukuk büromuzla tekrar çalışmayı düşünür müsünüz?

6.Hukuk Büromuzu tavsiye eder misiniz?

  • Evetse neden……………………………………….
  • Hayırsa neden………………………………………

7. Sormam gereken ama sormadığımı düşündüğünüz bir soru var mıdır?

8. İlave bir yorumda bulunmak ister misiniz?

İş geliştirme yaparken size garantili şekilde zaman ve para kazandıracak yöntemler ve daha fazlası için e-kitabım satışa sunulmuştur.

Sipariş için tıklayınhttps://www.tarkankarabel.com/2020/05/tum-yonleriyle-avukatlikta-is-gelistirme-teknikleri/

İyi Bir Dinleyici misiniz?

Koçluk desteği vererek iletişim becerilerini geliştirdiğimiz avukatların iyi bir dinleyici olma özelliği genelde düşük çıkmaktadır. Sadece avukatların değil belki de tüm insanlığın sorunu iyi bir dinleyici olamamak gibi görünüyor. Bu bir çeşit hastalık. Avukatlar bu hastalıktan maalesef olumsuz etkilenmekteler. Müvekkilin güvenini kazanmakta sıkıntılar yaşayan ve arzu ettikleri işleri sırf bu sebeple alamayan sayısız avukat var. Biraz dikkat ve kendini kontrol ederek onlar gibi olmayabilirsiniz.

İyi bir dinleyici olmanız için yapmanız gerekenler aşağıdaki gibidir:

Kişiyi önemsediğinizi gösteren bir tavrınız olsun.

Bunun için kafa yapınızı değiştirmeniz gerekmektedir. Karşınızdakini gerçekten önemsediğinizi hissettiren davranışlar içinde olmanız değerlidir. Göz temasını korumanız, anlatılanları takip ettiğinizi onaylayan, başınızı yukarıdan aşağıya sallayarak sizi anlıyorum diyen bir vücut lisanın olması kritik öneme sahiptir. Ne olursa olsun, konuşma esnasında gözlerinizi karşınızdaki kişiden kaçırmamanız gerekir. Kişi konuşurken onu izlemek yerine cep telefonunuza kaçamak bakışlar atmamalısınız. Sıkıldığınızı karşı tarafa gösteren saçla oynama, kalem çevirme gibi kontrolsüz bir vücut lisanınız olmamalıdır.

Orada bulunma sebebiniz siz değilsiniz.

Bırakın karşınızdaki kişi kendini fazlasıyla ifade etsin. Bu şekilde tam olarak meselesini anlama olanağına kavuşursunuz. Karşı taraf konuşmasını bitirmeden sizi dinlemeye ve bilgi alma hazır değildir. Karşı taraf konuşurken kafanızda ona nasıl cevap vereceğinizi ve uzmanlığınızı göstereceğinizi düşünüyorsanız aslında onu dinlemiyorsunuz demektir. Cevabı hemen vermek ve anında kendinizi ispat etmek zorunda değilsiniz. O an konunun cevabını biliyor da olsanız bilmediğinizi düşünün. Konuyu araştırıp kendisine kapsamlı bir dönüş yapacağınızı ifade ettiğinizde, karşı tarafın güvenini kazanmış olursunuz. Bununla birlikte onu iyi dinleyerek de her şeyi tam olarak anlamış olursunuz. Lütfen unutmayın, müvekkilin amacı tam olarak sizin tarafınızdan anlaşılabilmek, sizin amacınız da onu tam olarak anlamak ve ona en uygun çözümü sunmaktır.

Sükut en iyi dostunuzdur.

Bir konuşmada sadece dinleyen olduğunuzda mutlaka daha fazla bilgi elde edersiniz. Bırakın insanlar ihtiyacınız olan bilgiyi size versin. Bir taşla iki kuş vurun. Hem pür dikkatinizle ve onlara verdiğiniz önemle güvenlerini kazanın, hem de ihtiyacınız olan bilgiye ulaşın.

Sonuç olarak, daha iyi bir dinleyici olmayı öğrendikçe, müvekkilleriniz de kendilerinin daha çok dinlenildiğini ve saygı duyulduğunu hissedecekler. Kazanan siz olacaksınız.


Ben Avukatım

Ne işle uğraşıyorsunuz sorusuna cevaben, ben gayrimenkul avukatıyım, icra iflas avukatıyım, iş hukuku avukatıyım gibi cevaplar veriyorsanız vay halinize. Bu cevaplar insanların akıllarında hiçbir etki bırakmaz.  Hatta bazen ters bile tepebilir. Bazı insanlar avukatlardan hoşlanmaz. Onları daha eğitimli bulduklarından dolayı kıskançlık duyabilirler. Her şeyden önemlisi “Ben avukatım” dediğiniz anda konuşma durur ve konuşmayı devam ettirmek güçleşir.

Bunun yerine insanların sizi daha iyi algılayabilmesi ve ortak bir yön kolayca bulabilmeleri için farklı bir kendini ifade etme biçimine sahip olmalısınız. Uzmanlığınıza göre bu değer sunumunu otuz saniyede karşınızdaki insana vermelisiniz.

“Doktor hatalarından dolayı sakat kalmış insanları duymuşsunuzdur. Ben onların haklarını bir hukukçu olarak savunmaktayım.”

“İdare’nin haksız sebeplerle istimlâk ettiği arazi meselelerini duymuşsunuzdur. Ben, gayrimenkul sahiplerinin haklarını koruyan bir hukuk bürosunda çalışmaktayım.”

“Haksız yere işten çıkarılan işçileri bilirsiniz, ben onların tekrar işe iade edilmeleri için mücadele veren bir hukukçuyum.  Sizin hiç böyle sıkıntılarınız oluyor mu?”

Bu ve bunun gibi sayısız otuz saniye değer sunumu hazırlanabilir ve bir sonraki tanışmada çevrenizdeki insanlara bu şekilde kendinizi ifade edebilirsiniz. Bu etkili değer sunumları sayesinde, ayaküstü de olsa insanlar ne gibi faydalar sağladığınızı hemen algılarlar.

Siz hala “Ben avukatım” mı diyorsunuz?

2014 Yılına Hazır mısınız?

İyisiyle kötüsüyle bir yılı daha geride bırakıyoruz. 2014 Yılının hukuk büronuzun hızla büyüdüğü ve kurumsallaştığı bir yıl olmasını dilerim. Gelecek yılın bu yıldan daha iyi geçmesi ve yeni işler alma gücünüzün artması için aşağıdaki dört başlığa odaklanmanızda fayda vardır:


Kişisel Etkileşime önem verin

İşimiz insanların sıkıntılarına çözüm aramak. Bu nedenle, iletişim ve karşılıklı etkileşim çok önemli. Sizin için altın değerindeki müşterileri mutlaka çat kapı da olsa ziyaret edin. Ne kadar çok ziyaret yaparsanız sizin için o kadar iyi olur. Çünkü her ziyaretin yeni işleri getirme potansiyeli çok yüksektir. Her hafta en az bir potansiyel müşteri veya size referans verebilecek isimle iş yemeğine çıkmanızı öneririm. Hedeflediğiniz kişileri yemeğe çıkarmanız, tüm dikkatlerini size vermelerini sağlar. Ayrıca, borçluluk ilkesi de burada devreye girer ve size karşı kendilerini borçlu hissetmelerini sağlarsınız. Bununla birlikte, müşterilerinizin hatırını sormak için de telefonu sıkça kullanın. E-posta ile temas kurmak ise son tercihiniz olsun.


Daha iyi bir müşteri deneyimi sunun

Günümüz iş dünyasında daha fazla iş alabilmek için daha fazla referans toplayabilmeniz gerekmektedir. Mutsuz müşterilerden referans toplayamazsınız. Sizinle olan iş ilişkisinde mutlu olmayan, tatmin olmayan insanlardan referans isteyemezsiniz. İsteseniz de yüzünüze gülüp “tabi tabi” derler, sonra da hiçbir şey yapmazlar. Bunun için daha iyi hizmeti sürekli sunabilmelisiniz. Peki, daha iyi hizmet ne anlama gelmektedir? Kısaca, müvekkilleri gidişat hakkında vaktinde bilgilendirmek ve tüm aramalarına en hızlı şekilde geri dönmektir. Yoğunluktan bunu yapacak imkân bulamıyorsanız, bir başkasını görevlendirerek müvekkili aratmanız ve kendisine ne zaman dönebileceğinizin bilgisini ona ulaştırmanızdır.


İmajınızı yükseltici fırsatları arayın

Bu daha fazla yazmak ve konuşmak anlamına gelir. Makaleler yazmalısınız. Yazılı basında makalelerinizin çıkması için uğraş vermelisiniz. Radyo programlarında, derneklerde ve seminerlerde konuşmacı olmak için fırsat kollamalısınız. Bununla birlikte, Linkedin üzerinden daha fazla sosyal medya faaliyetlerinde de bulunabilirsiniz.


Gücünüze güç katacak değer sunumlarınız üzerinde çalışın

Yeni insanlarla tanışırken kendinizi ifade etmek için kullandığınız değer sunumuz üzerine odaklanın. “Ben avukatım…” diye başlayan bir değer sunumunuz varsa hemen gözden geçirin. Devamında karşı tarafın sizi tam olarak anlaması için ne kadar fazla söz sarf ettiğinizi ve tam olarak kendinizi ifade edemediğinizi hatırlayın.  “Ben avukatım…” yerine “İnsanların vergi hukukundan kaynaklanan sorunlarını çözüyorum” diyerek konuşmaya başlayın. İnsanların beynine faydayı kazıyın. Özgeçmişinizi güncellemeyi, bu yıl gerçekleştirdiğiniz önemli çalışmaları ve projeleri eklemeyi de sakın unutmayın.  


Mutlu yıllar!

İş geliştirme yaparken size garantili şekilde zaman ve para kazandıracak yöntemler ve daha fazlası için e-kitabım satışa sunulmuştur.

Sipariş için tıklayın: https://www.tarkankarabel.com/2020/05/tum-yonleriyle-avukatlikta-is-gelistirme-teknikleri/

Yılbaşı Tebrik Kartlarınızı Göndermeye Başladınız mı?

Bloğumdan yılbaşı tebrik kartlarının nasıl olması gerektiği konusunda birçok defa açıklamalarda bulundum. Yeni yıl tebrik kartları müşterilerinizle sıcak iletişiminizi korumak için kullanacağınız en etkili enstrümanlardan biridir. İnternetin hayatımıza girmesiyle, yılbaşı tebrik kartları göndermek yerine, e-kartlar kullanarak işi toptan ve hızlıca halletmek istiyoruz. Bu da gönderdiğimiz e-tebrik kartlarını sıradanlaştırıyor ve değersizleştiriyor. Lütfen, sakın bu hataya düşmeyin.

Yanardönerli ve sesli hiçbir e-kart el yazınızla hazırladığınız ve imzaladığınız şık bir yılbaşı tebrik kartının yerini tutamaz. On gün önceden gönderilmeye başlanan tebrik kartları, müşterilerin çalışma masalarının üzerinde bir hafta boyunca durarak ayaklı bir tanıtım aracı şeklinde size ve markanıza hizmet eder.  

Gerçekleştirdiğimiz eğitimler sırasında bazı anketler yapıyorum. Bunlardan biri de avukatların yılbaşı tebrik kartlarını kullanma sıklığı üzerinedir. Elde ettiğim sonuçlara göre bir genelleme yaparsam, avukatların %65’inin imzalı ve el yazılı tebrik kartlarını müşterilerine gönderdiklerini ve internet üzerinden e-kart atmadıklarını söyleyebilirim. Sonuç olarak, tercihlerini bu yönde kullanan avukatları tebrik ederim. %35’lik diğer grubun ise iyi bir iş geliştirme faaliyeti yapmadığını açıkça söyleyebilirim. 

İmzalı tebrik kartları sizin gerçekleştirdiğiniz en güzel insani dokunuştur ve karşı tarafta hemen olumlu puan almanızı sağlar. Haydi acele edin! Yıl bitmeden tebrik kartlarınızı mevcut ve potansiyel müşterilerinize gönderin.

Müvekkillere Soğuk Arama Yapan Var mı?

Avukatlara coaching yaparken bana sıkça gelen bir soru var. “Telefonla soğuk arama yapmaya çekiniyorum. Aradığım zaman da başarılı olamıyorum. Ne yapmam gerekir?” Bu konuda tek bir cevabım bulunmaktadır. Telefonla soğuk arama sakın yapmayın. Tecrübelerim göstermiştir ki, yeni müşterilerin %80-90’ı mevcut müşterilerinizin tavsiyesi ile size gelmektedir.

Bir diğer değerli kaynağınız da sizinle sosyal veya iş ortamlarında tanışan, sizinle iş yapma fırsatı şimdilik bulamayan, ama onlara verdiğiniz olumlu izlenimle çevrelerindeki kişileri iş yapmaları için size yönlendiren kişilerdir. Örneğin emlakçiler, sigortacılar, bankacılar, komşular bu grubu girerler. Yeni müşteri mi kazanmak istiyorsunuz? Hem de çabuk mu olsun istiyorsunuz? Bu durumda, mevcut müvekkillerinize ve çevrenizde sizi tanıyan insanlara kral muamelesi yapın. Yeni müşteriler size gelecektir.  

İş geliştirme yaparken size garantili şekilde zaman ve para kazandıracak yöntemler ve daha fazlası için e-kitabım satışa sunulmuştur.

Sipariş için tıklayın: https://www.tarkankarabel.com/2020/05/tum-yonleriyle-avukatlikta-is-gelistirme-teknikleri/

Genç Avukatlara Mesleki Sırlar

Değerli Genç Avukatlar,

Hiç kolay olmayacak. Artık siz de bir avukatsınız. Sizi tebrik ediyorum. Birçok dersi zor yoldan ve başınızı taşlara vurarak almak zorunda kalacaksınız. Ben bu süreci sizin için kolaylaştırmak için çalışıyorum. Bu amaçla, çıktığınız yolda rehberiniz olması için yirmi üç adet önemli mesleki detayı sizinle paylaşıyorum. Hepinize başarılar dilerim.

  1. Çevrenizde sizden daha bilgili birçok insan bulunmaktadır. Bırakın size yol göstersinler. Kendi içgüdüleriniz sizi bu yöne zorlasa da, her şeyin cevabını bilmek zorunda değilsiniz. Diğer taraftan, kimse çokbilmiş yeni bir mezundan hoşlanmayacaktır
  2. Sizinle çalışan insanların yaptıkları eylemlerle işlerinizi ve sizi zor durumda bırakma olasılığı çok yüksektir. Bu nedenle, çalışanlarınıza karşı her zaman nazik ve şefkatli olun.
  3. Müvekkillerinizin her zaman haklı olduğunu aklınızdan çıkarmayın.
  4. İnsanlara karşı cevabınız asla “Bunu yapamazsın” şeklinde olmamalıdır. Bunun yerine “Nasıl yapabileceğine bakalım” şeklinde olmalıdır.
  5. Tüm telefon aramalarına ışık hızında dönmeniz gerekmektedir.
  6. Yaptığınız işler ve aldığınız sonuçlar için başkaları kendilerine prim çıkarabilir. Bu sizin hoşunuza gitmeyebilir ve kendinizi kullanılmış hissedebilirsiniz. Lakin bir konuda uzman haline gelebilmeniz için bir süre başkalarının çantasını taşımak zorunda kalabilirsiniz.
  7. Söylemek kadar, yapmalı ve nasıl yapılacağını da çevrenize göstermeniz gerekmektedir.
  8. Çalışmaya başlamadan önce, müvekkilinize veya amirinize başarılı bir işin nasıl olması gerektiğini sorun. Sakın kendiniz varsayımda bulunmayın, büyük olasılıkla hataya düşersiniz.
  9. Tüm verileri elde etmek zorundasınız. Karşınıza çıkacak insanlar bunu size hemen vermek istemeyeceklerdir.
  10. İş arkadaşlarınız ve müvekkilleriniz ofisinizi ziyaret ettiklerinde misafir olan aslında sizsiniz. Buna göre davranın.
  11. Az taahhüt edin, buna karşılık her defasında daha fazlasını sunun. Asla tersini yapmayın. Kariyerinizi tehlikeye atarsınız.
  12. Tüm toplantılarınıza 15 dakika erken gidin. Geç kalacağınızı anladığınızda hemen telefonla arayıp geç kalacağınızı ve tahmini varış saatinizi bildirin. Gecikme için özür dileyin. İnsanlara kendilerini önemli gördüğünüz hissini verin. Herkes kendini önemli hissetmek ister.
  13. İnsanlara bir şeyi söylemekle iletişim kurmak arasında büyük bir fark vardır.  Bir şeyi söylediğinizde ağzınızdan sözcükler çıkar. Bir şeyi iletişimle karşı tarafa aktardığınızda, sözcükler ağzınızdan çıkar, insanların aklına girer ve onlar tarafından algılanır. Mesajınızı tam olarak verebilmek için iletişimin tüm süreçlerinden sorumlusunuz.
  14. Bazı avukatlar müvekkillerine ay sonunda ne kadar danışmanlık faturası keseceğiyle ilgiliyken, müvekkillerse avukatlarından ne gibi faydalar ve katma değerler alacağına odaklanır. Müvekkilleriniz gibi düşünmeye başlar ve onlara sunacağınız katma değerlere odaklanırsanız, hayalini kurduğunuz kazançlar size gelecektir.
  15. İş ve özel yaşam dengenizi her zaman koruyun. Çok çalışmak için tatilleri ve küçük kaçamakları iptal ederseniz, büyük işler başarmak için gereken kapasitenizi kaybetmeye başlarsınız.
  16. Müdürünüz, amiriniz veya ortağınız sizin anneniz veya hocanız değildir. Sizin kişisel ve mesleki gelişiminiz için doğrudan sorumluluk almayacaklardır. Bu sizin işinizdir.
  17. Bir görevi ve işi tamamladığınızda mutlaka geri bildirim isteyin. Övgü peşinde koşmadığınızı insanların bilmesini sağlayın. Bir sonraki seferde daha iyi olmanın peşindesiniz.
  18. Dijital ortamlardaki varlığınızı profesyonelce yönetin. Siz nasıl Google, Linkedin veya Facebook kullanıyorsanız, müvekkillerinizde aynı şekilde kullanıyorlar. Dijital ortamlarda profesyonel görünmediğiniz takdirde, işleriniz zora girecektir.
  19. İnsanlara yardımcı olun.
  20. Diğer insanlar da meşguldür. Zamanları kısıtlı ve değerlidir. Onların zamanını kendi zamanınızmış gibi koruyun ve değer verin.
  21. Toplantılarda not alın. Bu kolayca hatırlamanızı sağlar. Ayrıca, karşınızdaki insanların sözlerinin not alınacak kadar değerli olduğunu onlara iletir.
  22. İnsanlara her zaman lütfen ve teşekkür ederim deyin.
  23. Unutmayın ki, müvekkil her zaman bir avukat istemez. Zaman zaman kendisini dinleyecek ve sırdaş olacak birini de arar. 

İş geliştirme yaparken size garantili şekilde zaman ve para kazandıracak yöntemler ve daha fazlası için e-kitabım satışa sunulmuştur.

Sipariş için tıklayınhttps://www.tarkankarabel.com/2020/05/tum-yonleriyle-avukatlikta-is-gelistirme-teknikleri/

Referans İsterken Kendinizi İyi Hissetmenin Yolu

Avukatlıkta işlerin büyük bir kısmının tanıdık tavsiyesiyle geldiğini biliyoruz. Peki, Avukatlar neden çevrelerinden referans isterken kendilerini kötü hissediyorlar? Çünkü referansı doğru şekilde isteyemiyorlar.  Referans talep ettiklerinde, insanların kendilerine iyilik yaptığını düşünüyorlar ve mahcubiyet içerisine giriyorlar.

Referans toplayabilmenin sırrı bunu kendiniz için değil, karşı taraf için yaptığınızı bilmektir. Referans istediğiniz insanlara ne gibi faydalar sunduğunuzu düşünün. Hangi dertlerine derman olduğunuzu belirleyin. Bir arkadaşınıza, meslektaşınıza yardım ettiğinizde aslında iyilik yaptığınızı hatırlayın.  Bu şekilde, onlardan size referans vermelerini istediğinizde kendinizi kötü hissetmezsiniz. Çünkü onlar size karşı borçlu hale gelmiştir.

Bununla birlikte, yeni işler almak isteyen avukatların referans toplama odaklı bir yaklaşımları olmalıdır. Referans toplamak için en müsait anların aranması ve bulunması gerekmektedir. Örneğin, bir davayı kazandıktan sonra yaşanan mutluluk anlarında (hemen duruşma salonundan çıkar çıkmaz değil), bir sorunu mahkemeye taşınmadan çözümlediğinizde müvekkillerinize dönüp referans istemek doğru olacaktır. Bu özel anlarda insanlar size karşı kendilerini borçlu hissedeceklerdir.   

İnsanların referans isimler vermesini de kolaylaştırmanız gerekir. Buna göre, onlara yeni insanlarla tanışmak ve onları da hizmetlerinizden faydalandırmak istediğinizi söylemelisiniz. Nasıl bir müvekkil profiliyle çalışmak istediğinizi, hedeflediğiniz müvekkillere ne gibi faydalar sağlayacağınızı beyaz kârtlara yazabilir ve onlara dağıtabilirsiniz. Sizin yerinize bu hedef isimlere ulaşmalarını isteyebilirsiniz.

Referans isterken kendinizi rahatsız hissetmenin sırrı, almak yerine vermeyi düşünmektir. Bir de bunu kolaylaştıran bir sistem kurduğunuzda yeni isimler ve işler size akmaya başlayacaktır.