Kategori Arşivi İş İdaresi - Page 3

Vekillikten Çekilme Ne Zaman Bir Mecburiyet Haline Gelir?

Bazen en akıllıca davranış bazı müvekkillerle çalışmayı bırakmaktır. Aşağıdaki nedenlerden bir kaçını yaşıyorsanız harekete geçmeye hazır olun derim:

·        SMM ve Faturalarınıza sürekli itiraz ediliyorsa,

·        Geç ödemek müvekkilin alışkanlığıysa,

·        Hukuki mütalaalarınızı ve stratejik tavsiyelerinize sürekli muhalefet alıyorsanız,

·        Zamanınızdan fazlasıyla alıyorlarsa,

·        Müvekkilin işlerini yaparken keyif almıyorsanız,

·        Müvekkilden hoşlanmıyorsanız,

·        Elde ettiğiniz kar düşükse, 

Vakit gelmiş demektir. Peki, itibarınıza zarar gelmeyecek şekilde müvekkil avukat ilişkisini nasıl sonlandırırsınız?

Ücretinizi iki katına çıkarın. Fiyat artışlarına nasıl reaksiyon gösterdiklerini izleyin. Yüksek ücret artışları müvekkilleri en hızlı kaçırtan yöntemlerden biridir.  Lakin bazı işleri fiyat artışıyla sona erdirmek mümkün olmayabilir.

Bu durumda,

Müvekkilinize avukatlık kariyerinizde değişiklik yapmaya karar verdiğinizi ve bundan böyle hukukun başka alanlarında çalışmak istediğinizi söyleyin. Artık bu dosyalara bakamayacağınızı bildirin.  Arzu ederlerse bu konuda çalışabilecekleri başka avukatları önerin. 

Avukatlıkta Başarılı Ortaklığın 13 Kuralı

Solo Avukatlık yapmak ve bunu devam ettirebilmek çok zordur. Bir ortak çatı altında toplanmak ve ekip çalışmasıyla pazarda yer edinmekse, genç avukatların daha kolay sektörde tutunabilmelerini sağlamaktadır.

Girdiğiniz veya gireceğiniz ortaklıklarda yapıyı doğru kurmazsanız bir süre sonra ciddi sorunlarla karşılaşabilir ve istemediğiniz durumlara düşebilirsiniz. Doğru ortak ve ortaklık yapısı sizi hayalini kurduğunuz başarılara taşırken, yanlış ortaklık düzeni ise çok değerli zaman ve enerji kaybına neden olur. Tekrar sıfırdan başlamak gündeme gelebilir.

2013 Yılında bir ortaklık kurmak üzereyseniz, aşağıdaki maddeleri dikkatle okumanızı tavsiye ederim. Yaşanmış deneyimlerden ders çıkarın ve büyük hatalara lütfen düşmeyin:

  1. Kaç ortak olursanız olun, grubu bir araya getiren liderin daha fazla paya sahip olmasını kabul edin.
  2. Bir ofiste birden çok general olamayacağını bilin. Tek bir patron liderliğinde çalışmayı kabul edin.
  3. Ortakların eşit oy hakkına sahip olmasını sağlayın.
  4. Fikir ayrılıklarında son kararın verilmesinde en fazla hisseye sahip olan liderin son sözü söylemesini kabul edin.
  5. Ortaklarınızın sisteme doğru katkıyı sağlayabilmesi için yazılı görev tanımlarını ve ofis içi çalışma kurallarını oluşturun. Herkes her işten sorumludur hatasına düşmeyin.
  6. Ortakların yıllık iş hedeflerini ve kar paylaşım modelini yazılı hale getirin ve karşılıklı imza altına alın.
  7. Ofisinizde dışa dönük müşteri odaklı ortaklarınızdan bir kişinin iş geliştirmeden, içe dönük bir kişinin de operasyondan sorumlu olmasını sağlayın. Tam tersini yapmayın.
  8. Ortakların asli görevlerinin dışında yeni iş geliştirme konularında da görev almalarını teşvik edin.
  9. İş tanımları haricinde yapamayacakları şeyleri ortaklarınızdan talep etmeyin. Karşılıklı anlaşmayla oluşturduğunuz iş tanımlarına ve ofis için kurallara uymayan ortaklarınız varsa uyarın.
  10. Bilgi ve beceri eksiği nedeniyle iş tanımlarına göre çalışamayan ortaklar varsa onlara destek olun. Bunu açık açık size ifade edemeyebilirler. Siz farkına varın. Gelişimlerine yardımcı olun.
  11. Kurum kültürünün oluşması için sabahları ofis içi yarım saatlik toplantılar yapın. İyi giden ve kötü giden konuları ortaklarınızla sürekli paylaşın.
  12. İyi giden konularda ortaklarınızı övün, kötü giden konularda da sorumlu ortaklarınıza birebir geri bildirim verin.
  13. Kronik şekilde düşük performans gösteren ve ortaklar arasında huzursuzluğa neden olan kişiyi, sistem dışına çıkarmanın mümkün olduğu süreli bir ortaklık sözleşmesi hazırlayın ve ortaklara başlangıçta imzalatın. Kimse gocunmasın. Bu konularda acırsanız, acınacak duruma düşersiniz.

İş geliştirme yaparken size garantili şekilde zaman ve para kazandıracak yöntemler ve daha fazlası için e-kitabım satışa sunulmuştur.

Sipariş için tıklayınhttps://www.tarkankarabel.com/2020/05/tum-yonleriyle-avukatlikta-is-gelistirme-teknikleri/

Law Marketing ile bir yılı daha geride bırakırken

 

Değerli Avukatlar,

2012 Yılını geride bırakmaya sayılı günler varken, geriye dönüp baktığımda geldiğimiz noktadan dolayı büyük heyecan duyuyorum. Bundan 2 yıl kadar önce genç avukatların ufak ofislerinde bir masa etrafında başlattığımız “Law Marketing” gelişim seansları büyük bir hızla yayıldı ve bugün onlarca avukatın kişisel ve mesleki becerilerini üst noktalara taşır hale geldi.

Yola çıkarken, bu değerli avukatlar konfor alanlarından çıkmaya razı oldular ve mesai saatlerinin dışında geç saatlere kadar benimle birlikte ders çalıştılar. Arzu ettikleri sonuçları almaya başladıklarında ise kendilerine ne kadar doğru bir yatırım yaptıklarını anladılar. İş hanlarındaki küçük ofislerde bir avuç müvekkille çalışırken, plazalardaki rahat ofislerde kurumsal müşterilere hizmet vermeye başlamaları benim de gurur kaynağım oldu.

Yeni yılda da gelişim seanslarımız aynı hızla devam edecek ve avukatların fark yaratması için çalışacağız.  Hepinizin yaklaşan yeni yılını kutlar, mutlu, sağlıklı ve bol müvekkilli günler dilerim.

Müvekkiller Size Neden Daha Fazla Ödemeyi Kabul Eder?

Çünkü sizden hoşlanırlar. Sizi severler çünkü onlara değer sunarsınız. Onların dertlerini umursarsınız ve bu sorunların ortadan kaldırılması için onlara yardım edersiniz. Daha verimli çalışmaları ve maliyetleri aşağı çekmeleri için yol gösterirsiniz. Kişisel ve profesyonel hedeflerine ulaşmada yardımcı olursunuz. Değerli tavsiyelerinizle yol gösterirsiniz ve kendilerini iyi hissetmelerini sağlarsınız.

Bunun sonucunda da size bağlı fanatikler yaratırsınız. Fanatikler daha fazla harcama yaparlar çünkü sizi tanırlar, severler ve güvenirler.

İş geliştirme yaparken size garantili şekilde zaman ve para kazandıracak yöntemler ve daha fazlası için e-kitabım satışa sunulmuştur.

Sipariş için tıklayın: https://www.tarkankarabel.com/2020/05/tum-yonleriyle-avukatlikta-is-gelistirme-teknikleri/

Yüksek Fiyatlara Tapınmak

Venedik’te San Marco meydanına bakan lüks kafelerden tarihi Grande Cafe Chioccia’ya oturdum. Şehri dolaşmaktan ayaklarıma kara sular inmişti. Tabi başıma gelecekleri anlamam çok sürmedi. Cappucino şiparişimi verip meydanı izlemeye başladım. Birden fark ettim ki, dışarıda otuz masası olan bu kafede sadece beş masa doluydu. Meydan ise iğne atsan yere düşmeyecek şekilde kalabalıktı. Herkes kafede oturanlara hayretle bakıyordu. Kafenin fiyatları o kadar yüksekti ki, Avrupalı turistler burada bir kahve içip yorgunluk atmaya cesaret edemiyorlardı.

Eyvah ayvayı yedik, hesap kim bilir ne gelecek diye düşünürken, Amerikalı bir çift başka bir masaya yaklaşarak masa üstünde duran menüye göz attı. Bakar bakmaz: “Şaka mı bu? Bir kup dondurma Onbeş Euro olur mu?” diyerek hızla uzaklaştılar. Chioccia’nın beyaz ceketli, papyonlu garsonları da sıkıyorsa otur şeklinde çevreden geçenlere bakmaya devam ediyorlardı.

Her neyse, kahvem ve pastam geldiğinde yapacak bir şey kalmamıştı. Hamama girdiysem terleyecektim. Hayatımda içtiğim en pahalı kahvenin tadını çıkarmaya çalıştım. Ama kahve soğuktu. En garibi de, cafenin tuvaletini kullanmaya girdiğimde içeride çalışan bir başka garsonun bana cafe müşterisi olup olmadığımı sormasıydı. Peşin bir hükümle beni tuvaleti kullanmaya yeltenen bir turist gibi görüyordu. Masa fişimi göstererek bu müşteri odaksız garsonu zorla ikna edebildim. Müşteri olmuştum ama mutlu olmamıştım. Müşteri odaklı kimseyle karşılaşamamıştım. Esnaflık sanırım bu mekânda bilinmeyen bir şeydi. Hem çok para vermiştim hem de standart ve mesafeli bir hizmet almıştım. Üstüne üstlük, ilave bir hizmet isterken de sorgulanmıştım.

Böylesi işletmelerin nasıl ayakta kaldığı bir bilinmezdir. Bu tarz ortamlarda işletme körlüğü yaşanır. Dış dünya içerideki dünyadan daha hızlı değiştiği için bir süre sonra dinozorlaşmış bir iş modeliyle kala kalınır. Fiyatları arttırarak daha değerli hizmet verildiği algısı kurulmaya çalışılır. İnsanlar bunu bir defa yutarlar. Ama asla bir ikinci defa olmaz. Değişen pazar dinamiklerini anlamanın en kolay ve ucuz yolu ise sadece müşteriyi dinlemektir. Daha iyi bir dinleyici olmak ve beklentilere cevap verebilmek işinizi korumak için en değerli silahınızdır. Hangi meslek dalında olursak olalım hepimiz gün boyu bir fikri, hizmeti veya ürünü satıyoruz. Yüksek fiyat çekebilmek için hakkını vermek gerekir.    

İş geliştirme yaparken size garantili şekilde zaman ve para kazandıracak yöntemler ve daha fazlası için e-kitabım satışa sunulmuştur.

Sipariş için tıklayın: https://www.tarkankarabel.com/2020/05/tum-yonleriyle-avukatlikta-is-gelistirme-teknikleri/

Küçük Hukuk Bürolarının Karşılaştığı Temel Sorunlar

Genç Avukatların Dikkatine!

Mesleğe yeni başlayan avukatlar genellikle strateji belirleme ve uygulama ile ilgili sıkıntılar yaşarlar. “İşe nereden başlamalı?”, “Hangi hukuk dalında çalışmalı?” “Mevcut branşta nasıl daha fazla dava dosyasına bakabilirim?” gibi soruları durmadan kendilerine sorarlar.  İş stratejisini kurmada ve planlamasında yaşanan zorluklar genç avukatların sonuca ulaşmasını geciktirir. Genç avukatların hedeflerine doğru yol alabilmeleri için aşağıdaki noktalara dikkat etmeleri gerekmektedir:

  • Hemen bir iş ve pazarlama planına sahip olun. Planlamayla geçen her dakikanız çok değerlidir. Sizi başarıya götüren rehber olacaktır. Sun Tzu Savaş Sanatı kitabında der ki: “Savaşlar karargâhta kazanılır.”
  • Her gün en az iki saatinizi yeni müvekkil edinebilmek için kaynak arayışında geçirin. Yeni insanlarla temas kurmak, hizmetlerinizden onları haberdar etmek için zamanınızın büyük bir kısmını kullanmak en doğrusudur.
  • Her gün iki adet potansiyel müvekkille yüz yüze görüşme yapın. Hedeflediğiniz insanlarla görüşebilmek için fırsatlar yaratın ve onları işyerlerinde ziyaret edin. 
  • Sizinle iş paslaşabilecek meslektaş hukukçular ile görüşün ve işbirliğine gidin. Size iş yönlendirmelerini istiyorsanız, elinize geçen her imkânda  uzmanlığınıza girmeyen işleri onlara yönlendirerek destek verin.
  • Tanıdığınız üstat avukatları ofislerinde ziyaret edin. İş beklentiniz olduğunu ve değerli desteklerini beklediğinizi ifade edin. Sizden yaşça büyük ve tecrübeli avukatlar karşısında saygılı, nazik ve ağırbaşlı olun. İyi bir imajla akılda kaldığınız sürece sizi yeni işler için arayacaklarını unutmayın.
  • Müvekkillere en iyi hizmeti vermek için plan yapın. Buna tüm çalışanlarınızdan başlayın. Mutlu çalışanlar mutlu müvekkiller yaratacaktır.
  • Branşınıza yeniden odaklanın. Yeni fırsatların ve ihtiyaçların oluşmasını gözleyin.
  • Branşınızdaki yenilikleri takip edin. Sertifika programlarına katılarak bilgilerinizi arttırın.  
  • Kar gütmeyen organizasyonlara destek olun. Bu yolla yeni çevreler ve iş fırsatları edinin.
  • Müvekkillerinizi iş yerlerinde ziyaret edin.
  • Bol bol referans isteyin.
  • Referansla gelen isimleri arayarak görüşme sağlayın.
  • Sektörel fuarlara katılın. Hedeflediğiniz firma yetkilileriyle kart alışverişinde bulunun. Sektörlerine özel, hukuki sorunları önleyen koruyucu hukuk hizmetleriniz olduğundan bahsedin.
  • Boşanma, Emlak ve İcra Hukuku gibi alanlarda iş potansiyelinizi arttırmak istiyorsanız, hayır kurumları ve vakıflara üye olun. Düzenlenen organizasyonlarda görev alın. Bu şekilde kendinizi varlıklı ve statü sahibi kesime tanıtın.
  • İş Hukuku gibi alanlarda iş potansiyelinizi arttırmak istiyorsanız, personel yönetimi dernekleri ve işçi sendikalarının toplantılarına katılın.
  • Sağlık Hukuku gibi alanlarda iş potansiyelinizi arttırmak istiyorsanız, sağlık hizmetleri çalışanları ve doktor derneklerini ziyaret edin. Bu derneklerde görev almak istediğinizi ifade edin. Sağlık Çalışanlarını ve Doktorları karşılaştıkları hukuki risklere karşı bilgilendirin.

Herkesin Kullanabileceği, Zaman Yönetimi Sırları

Bu makaleyi yazana kadar ne kadar çok zaman kaybettiğimi size anlatamam. Yirmi beş adet mail mesajıma göz attım, sonra bir arkadaşım beni ziyarete geldi. Kendisiyle kırk beş dakikaya yakın lafladık. Biraz Facebook, biraz Linkedin, biraz da spam mesajlarla dolu Hotmail mesaj kutum derken zaman su gibi akıp gitti. Öğleni etmeme rağmen hala cümleleri kurmayı başaramamıştım.
Tam başlayacakken kesinlikle bir bardak yeşil çaya ihtiyacım olduğunu düşündüm. Yanına biraz atıştırmalık derken gene işin başına oturmuş değildim. Sonra bir adet muz ve elmayı yedikten sonra artık konsantre olmaya hazır olduğumu düşünüyordum.

 

Bu makaleyi okuyorsanız, siz de benzer sıkıntılardan muzdaripsiniz demektir. Yalnız değilsiniz, zaman yönetimi mücadelesine hoş geldiniz. İnsan Kaynakları Şirketlerinin yaptığı araştırmalara göre sekiz saatlik mesaimizin iki saatini bu şekilde heba etmekteyiz.  Bu zaman kayıplarına öğle yemeği ve ön görülmeyen aralar dâhil değilmiş.

 

Özelikle internet, ev ödevi olan çocukları ayartmaya çalışan ve sokağa çağıran komşu çocuğu gibidir. Hem kendisi hem de e-postaları sizin zamanınızın her dakikasını birer birer tüketir.  Bu yüzden, önemli görevlere ve işlere tam odaklanmak mümkün olmaz. İş ve özel hayat internet sayesinde iç içe geçmiş durumdadır. Birbirlerini yolun dışına atmaya çalışan yarışmacılar gibidirler. Hepsi de kendisine daha fazla zaman ayırmanızı sizden beklerler. İş ve özel hayatın sınırlarını iş yaparken çizmek çok zorlaşmıştır.  Kayak yaparken telesiyejde e-posta mesajları atabilir, ofiste çalışırken yazın gideceğiniz tatilin rezervasyonlarını gerçekleştirebilirsiniz.

  

E-postalarınızı saplantılı bir şekilde her an takip etmek yerine, gün içerisinde belli kereler okumak zaman kaybının dizginlerine elinize almanızı sağlar. Aslında hepimizin yapması gerektiğine inandığı ama bir türlü yapamadığı bir şeyden bahsediyorum. Bu alışkanlık bizi esir aldığı sürece zamanı yönetmeniz mümkün olamaz. Kafanızı günlük gelişmelerle her an doldurmak yerine, hedefinize odaklanmanız size arzu ettiğiniz verimliliği sağlayacaktır. Bu şekilde neyin işiniz için daha önemli olduğunu ve nereye gitmek istediğinizi daha iyi anlarsınız.

 

İlk iş olarak bilgisayarınızda e-posta geldiğini bildiren alarmları kapatmaya başlayın. Her gelen mesaja ayıracağınız vakit cevaplanmasıyla birlikte iki dakika tutmaktadır. Her gelen mesajı okumaya ve cevap vermeye başladığınızda ayağınızın altındaki kumlar kaymaya başlar. Kum saatinin içinde hapistesinizdir, birazdan siz de son kalan kum tanecikleriyle aşağıya düşeceksinizdir. Her mesaj geldiğinde asla bilgisayarınızın sizi uyarmasını istemeyin. Çok mesaj atmayın ki size çok mesaj gelmesin. Minimum mesajla işinizi götürmeye gayret edin.

 

Bir diğer önemli enstrüman da yapılacaklar listesi kullanmaktır. Bir beyaz kâğıt ve bir tükenmez kalem sizin gününüzü kurtarmaya hazırdır. Tek yapmanız gereken gün içerisinde yapmanız gereken işleri öncelik sırasına göre birden ona kadar sıralamaktır. Yazarsanız her şeyi hatırlarsınız. Yazmazsanız mutlaka bir konuyu atlarsınız. İş atladığınızda da felaketler kapınızı çalmaya başlar. Diğer taraftan, gerçekçi olmayan ve tamamlanması mümkün olmayan uzun iş listeleri yaratmaktan da kaçının. Zaman en önemli kaynağımız, onu ne kadar iyi kullandığımız başarımızın belirleyicisi olacaktır.