Kategori Arşivi İletişim Sırları - Page 4

İş Yağdıran Bir Avukat mısınız?

 Aşağıdaki özellikler sizde var mı?

Yüksek özgüven: Avukatlar genellikle hayır, nadiren evet sözünü duyduklarından dolayı, güçlü bir özgüven başarı için şarttır. Bir iddiaya sahip olmak popüler olmayan bir konuyu ifade edebilme kabiliyetidir. Bir satışçıya sıklıkla ürün ve hizmetlerine ihtiyaç duyulmadığı söylenir. Böyle cevaplar karşısında dinginliklerini asla bozmazlar ve karşılarındaki insanların bu bakış açısını onaylamazlar.

Esneklik: Sağlıklı bir özgüvenin işaretidir. İtiraz ve ret karşısında geri çekilme gücü verir.

Aciliyet duygusu: İşlerin hemen yapılması için en önemli ateşleyicidir. Satış işinde önemlidir. Çünkü zaman geçtikçe satış kapama zorlaşır. İş soğur. İşlem uzayınca başka alternatiflere kayma olur.

Ego: Güçlü bir ego başkalarını ikna etmede size yardımcı olur. Yüksek egolu insanlar bir tartışmayı ilerletmek yerine onu kazanmayı tercih ederler. Aman dikkat! Aşırı bir ego tehlikeli bir silah haline dönüşür. Sahip olana da zarar verebilir.

Hesaplanabilir Risk Almak: Öncüler, yeni metot ve teknolojileri deneyenler her zaman sağlıklı risk alabilenlerdir. Ne kadar risk varsa, o kadar da getiri olmalıdır.

Sosyallik: Sosyallik yeni arkadaşlar edinmekten hoşlanmak tercihidir. Başkalarıyla zaman geçirmektir. İş yağdırmak istiyorsanız yeni insanlarla tanışmaya can atmalısınız.

Yaratıcılık: Yeni teoriler oluşturma kabiliyetidir. Kompleks sorunlara düşünce temelli çözümler üretmektir.  Satış, karmaşık sorunlara yenilikçi çözümler getirmek olduğuna göre, yüksek yaratıcılık gösterenler işi elde etmede daha başarılı olacaklardır. 

Şüphecilik: Kolayca güvenmemek, iş yağdıran insanları satış süreci boyunca zinde ve dikkatli tutar.  Sağlıklı miktarda bir şüphecilik iyi yargı ile kol kola gider.

Empati: Başkalarının bir konuya gösterecekleri duygusal reaksiyonu öngörebilme kabiliyetidir. Yüksek duygudaşlık sahibi insanlar diğer insanların yerine kendilerini koyar ve davranışlarını karşılarındaki kişilerin davranışlarına uyarlarlar.

İş yağdıran avukatlar tüm bu özelliklere azar azar ve doğru miktarda sahiptir. Bazı insanların anlamadığı şey, bu özelliklerden birkaçına sahip olan ama diğerlerine sahip olmayanların güçlü yanlarını koruduklarında ve zayıf yönlerini geliştirdiklerinde daha başarılı olduğudur.

İş geliştirme yaparken size garantili şekilde zaman ve para kazandıracak yöntemler ve daha fazlası için e-kitabım satışa sunulmuştur.

Sipariş için tıklayın: https://www.tarkankarabel.com/2020/05/tum-yonleriyle-avukatlikta-is-gelistirme-teknikleri/

Nasıl bir dinleyicisiniz?

Doğrusunu söylemek gerekirse, iyi bir dinleyici olmak gerçekten zordur. Bazen karşınızdaki insanı dinlemek yerine konuşma sırasının size gelmesini beklersiniz. Böyle bir durumdaysanız, artık kendinize çeki düzen vermenin vakti gelmiştir.

Avukatlarla yaptığım birebir koçluk çalışmalarında müvekkilleriyle olan görüşmelerinde zamanın %50’sini onları dinleyerek geçirmelerini tavsiye ediyorum. “Söz gümüşse sükût altındır” boşuna söylenmemiş. Bir konuşuyorsak, iki dinlemeliyiz. Neden sadece çok azımız bu tavsiyeleri dikkate alıyor, büyük bir çoğunluk ise tümüyle es geçiyor? Psikologların söylediğine göre, bir toplantıda kim en çok konuşmuşsa, görüşmenin başarılı geçtiğini inanan taraf olurmuş. Kendiniz yerine müvekkiliniz her zaman bu şekilde düşünse iyi olmaz mı? Kendimiz hakkında her şeyi bildiğimize göre, karşımızdaki insanın ihtiyaç ve beklentilerini anlamak ve akıllıca bir yaklaşımla onu dinlemek en doğrusudur.

O zaman neden daha iyi bir dinleyici olamıyoruz? Olamıyoruz çünkü bir görüşmede çok konuşanın çok kaybedeceğini ve ne olursa olsun işi alma arzusunu ele vereceğini unutuyoruz. Aksine, çok konuşarak karşımızdaki kişinin bilgi ve becerimizden daha fazla etkileneceğini sanıyoruz. İnsanlara satış amaçlı yaklaşmak ve itibara gölge düşürmek işte böyle bir şey.  Bunun yerine onları bir danışman ve sırdaş edasıyla dinlemek, eğitici bilgiler yoluyla onlara yol gösterebilmek, müvekkilin sizinle çalışma fikrini daha kolay satın almasını sağlayacaktır.

Hayranlık Uyandıran Bir Yönetici Olmanın Yolları

Birgün büyük bir hukuk bürosunda yönetim kademesinde görev alabilir, veya kendi hukuk büronuzda kendi takımınızla çalışabilirsiniz. Her durumda da size bağlı olan ekibe liderlik etmeniz ve performanslarını en iyi şekilde göstermelerini sağlamanız gerekir. Yönetsel becerilerinizi  geliştirmek, başarıya ulaşırken size büyük destek olur. Kötü yönetim ise değerli elemanların size terk etmesine neden olur. Onların gelişimi için harcadığınız zaman ve emek de boşa gider. Bir süre sonra ya patronunuz sizi gönderir yada kendi ofisinizde vasat çalışanlarla kala kalırsınız. Ekiplerin yönetilmesini içeren görevlerde çuvallamak istemiyorsanız, aşağıdaki kuralları benimsemelisiniz:  

 

  1. İyi bir akıl hocası olun
  2. Ekibinize yetkiler verin ve işlerine karışmayın
  3. Ekip üyelerinin başarılarına ve kişisel mutluluklarına ilgi gösterin
  4. Korkak olmayın. Verimli ve sonuç odaklı olun
  5. İyi bir iletişimci olun ve ekip üyelerinin anlattıklarına kulak verin
  6. Çalışanlarınızın kariyer gelişimine yardımcı olun
  7. Ekip için açık bir vizyon ve strateji belirleyin
  8. Ekibinize tavsiyelerde bulunabilecek teknik bilgiye sahip olun
  9. Yumuşak başlı olun ama düşük performansa asla göz yummayın

Kolay ve Kesin Olsun

Milli Piyango almak insanı umutlandırır. Çünkü kolayca servete kavuşma ihtimaliniz vardır. Kesin size çıkacaktır demek mümkün değildir ama en kolay yol olduğu açıktır.

Hukuk Fakültesinde okumak şahane bir duygudur. Çünkü başarı yolunda kesinlik sağlar. Mezun olur ve sebatla çalışırsanız arzu ettiğiniz başarılı sonuçları alırsınız. Asla kolay değildir ama daha kesin olduğunu söylemek mümkündür.

Birçok insan başarıya giden yolun hem kesin hem de kolay olmasını ister. Bazen her ikisi de mümkün değildir.

Telefonda Ne İşler Kaçıyor Acaba?

İş yükü altında ezilmiş, mutsuz, sinirli,kızgın bir sekreterin hukuk büronuzda telefonlara cevap verdiğini hayal edin. Sizinle iş yapan müvekkillerin veya iş yapmak için arayan aday müvekkillerin “Yazıklar olsun” diyerek telefonu kapattığını veya işlerini size vermekten vaz geçtiğini gözünüzde canlandırın.

Ofisinizin gelir kaybına uğramasını istemiyorsanız, telefonlara cevap veren  çalışanınızı doğru seçin. İletişim kurmaktan hoşlanan, güler yüzlü,neşeli insanlarla çalışmaya gayret edin.

Bununla birlikte, çalıştığınız personelin patlama noktasına gelmesini istemiyorsanız, onları aşırı iş yükü ve angaryalara boğmayın. Telefonları en iyi şekilde cevaplaması için işe aldığınız  insanları nefessiz bırakmayın. “O işi de yapsın canım, bütün gün oturuyor” derken, çok büyük işleri kaybediyor olabilirsiniz.   Kalite sorunlarının farkına vardığınızda da bu insanları kovmak yerine, bu duruma neden gelindiğini anlamaya çalışın. Biri gider biri gelir yaklaşımına sahip olmayın. Bu kişisel markanıza büyük zarar verecektir.

Avukatların Kişilik Özellikleri & Başarı

Günümüzde, avukatların kişilik özellikleri üzerine birçok araştırma yapılmaktadır. Elde edilen sonuçlara göre, avukatlar diğer meslek kollarına göre daha temkinli, şüpheci, korumacı, akademik, görev odaklı ve itibarı önde tutan kişiler olarak tanımlanmaktadır. Avukatlar sorun çözmede ve insan ilişkilerinde ise ortalama bir performans sergilemektedir. Ne ilginçtir ki, kötümserlik başarılı avukatlarda ve hukuk öğrencileri arasında yaygın durumdadır.

Diğer profesyonellerle kıyaslandığında, avukatların daha akıllı, şüpheci, sabırsız ve kendi kendini idare eden bir mizaca sahip oldukları gözlemlenmektedir. Geride kaldıklarında ise toparlamaları ve yarışa dönmeleri güç olmaktadır. Sosyal yönleri genelde zayıftır. Tüm bu özellikler bazı meslek kollarında işe yarasa da, avukatlık mesleğinde terse çalışır. Çevre edinmeyi ve yeni iş anlaşmaları yapmayı güçleştirir. Kararlı bir tutum, adanmışlık ve disiplin ise eksik olan yönleri geliştirmede size yardımcı olur.

Kişilik özelliklerinde bulunan zayıf yönleri ancak üzerlerine eğildiğimiz zaman geliştirebiliriz. Zekamız, doğal yönelimlerimizi kontrol altına almada bize hizmet etmeye hazırdır. Göstereceğimiz çaba kadar başarıya ulaşırız.

İşte size, doğru davranış kalıplarına sahip olmak ve satış yapmayı güçleştiren kişilik özelliklerini profesyonel bir yaklaşımla uyumlu hale getirmede işe yarayacak formül:

Birinci adım: Kendi benliğinizin farkında olun. Herşey kişilik özelliklerinizi bilmekle başlar. Kişisel gelişim ve yanlışların düzeltilmesini hedef almışsanız, kendinizi tanımak zorundasınız.

İkinci adım: Kariyerinizde önemli işler almamızı önleyen ve satış becerilerinizi sınırlayan davranış biçimlerini tespit edin. Bazı özellikleriniz size davaları kazanmada ve iş takibinde büyük başarılar kazandırırken, ticari çıkarlarınızın aleyhine çalışmamalıdır.

Üçüncü adım: Gelişim hedeflerinizi yazılı hale getirin. Hedeflere ulaşmada size büyük yardımcı olacaktır.

İşte aşağıda kaçınmanız gereken davranışların bir listesi:

Satışcılardan hoşlanmıyor musunuz? Sizi rahatsız ettiklerine mi inanıyorsunuz? Eğer öyleyse, bu davranışınızı hemen değiştirseniz iyi edersiniz. Onlara kaba mı davranıyorsunuz? Bu inanış, pazarlama ve satış ve faaliyetlerini küçümsemenize ve yeteneklerinizi sınırlamanıza mı sebep oluyor?

Facebook, LinkedIn, Twitter gibi sosyal medyayı riskli bularak kullanmıyor musunuz? Eğer öyleyse, profesyonel hedeflerinize ulaşmanız günümüz dünyasında oldukça zorlaşacaktır.  Ateşli silahlarla yapılan savaşta elinizde kılıçla kala kalmak gibidir. Bir satışçıyla karşılaştığınızda bundan sonra ona gülümseyin ve ne satıyorsun diye sorun. Merak etmeyin, dünyalar başınıza yıkılmayacaktır.

Yabancılarla konuşmaya çekiniyor musunuz? İnsanlarla laflamak sizin için zor mu? Kendinizi geri mi çekiyorsunuz?

Pazarlama faaliyetleri için ne kadar zaman harcıyorsunuz? Sizin için bunun  bir önceliği gerçekten var mı? Bunun için sabahları sıcak yatağınızdan erken kalkmaya hazır mısınız? Daha fazla iş için daha erken çalışmaya başlar mısınız?

Özetlersek, iyi sonuçlar almak için öncelikle satış ve pazarlama alanında zayıf ve güçlü yönlerinizi tespit etmelisiniz. Daha sonra bir plan dahilinde, istikrarlı ve sürekli bir şekilde pazarlama faaliyetlerinde bulunmalısınız.  

Asla Vazgeçmeyin!

Kişisel Markanızı Yaratın!

Avukatlık Mesleğinde isim olmak, herkesçe bilinir hale gelmek için çok çalışmanın yanında, kişisel markanıza da yatırım yapmanız gerekmektedir.  Hedeflediğiniz kitleye doğru iletişim yöntemleriyle ulaşmanız sizi rekabet üstü bir noktaya ulaştırır ve markalaşmanız başlar.

 

Markalar bize kaliteyi taahhüt eder. Kişisel markanız ne kadar parıldarsa o kadar yeni iş ve insanı kendinize çekersinizMarkadan kastım gidip kendinizi marka olarak tescil ettirmeniz değildir. Zaten meslek kurallarına göre de yasaktır. Markanız başkalarının sizi nasıl algıladığıdır. İnsanlar sizi bir bütün olarak algılar. Geçmiş iş tecrübeleriniz, imajınız, elde ettiğiniz iş sonuçları, iş ilişkileriniz, girişimleriniz ve kişisel değerleriniz bu bütünü oluşturur.

 

İsminizi markalaştırma süreci gerçekten zordur. Ülke çapında ünlü bir avukat olmak için çok çalışmak ve sabırlı olmak gerekir. Hukuk alanında isim olabilmek çetin bir hedeftir. Odaklanılmamış markalaşma çabası sizi hayalini kurduğunuz başarılara ulaştıramaz. Ünlü avukatların ortak noktası özel bir hukuk branşında, iktisadi bir sektörde veya her ikisinde birden uzmanlık geliştirmiş olmalarıdır.

Alanınızda niş olarak adlandırılan el değmemiş iş odakları bulunur. Bu nişlere hizmet verebildiğiniz an rekabet dışına çıkarsınız. Kazancı yüksek işler alır ve bu alanda tanınmaya başlarsınız.

Müvekkilleri Çılgına Çeviren Durumlar

Müvekkillerle yapılan bir ankette bir hukuk bürosuyla çalışmayı terk etmelerine neden olabilecek en önemli sebepleri saymaları istenmiştir. Birçok sebep ortaya çıkmıştır. Kaybeden bir hukuk bürosuna sahip olmak isterseniz aşağıdaki maddelerin hepsini uygulayın. Garantili kepenk indirirsiniz.

®    Telefonlarına dönülmemesi, sorumsuz, ilgisiz ve duyarsız yaklaşımlar

®    Kendilerine saygılı davranılmaması, işine gelirse tarzı tavırlarla karşılaşmak

®    Kötü giden bir durumun kendileriyle paylaşılmaması, bilgilerin gizlenmesi

®    Yapılan hataların itiraf edilmemesi veya müvekkilin suçlanması

®    Zaman sınırlamalarına uyulmaması, söz verilen zamanda işlerin tamamlanmaması

®    Duruşma zamanlarının atlanması

®     Gelişmelerden bilgi sahibi edilmemeleri

®    Yaptıkları işin hukuk bürosu tarafından anlaşılmaması ve algılanmaması

®    Tahmin edilen ve anlaşılanın dışında istenilen ekstra ödemeler ve harcama faturaları çıkarılması

Herkesin Hayali Avukatlık Mesleği

 Avu katlık mesleğini icra etmek her geçen gün daha da zorlaşmaktadır. Son istatistiklere göre ülkemizde 65.000 adet baroya kayıtlı avukat bulunmakta. 56 adet hukuk fakültesinden her yıl 5.000 yeni hukuk mezunu iş hayatına atılmakta.  Tüm bu sayıları yan yana koyduğumuzda ortaya çıkan sonuç müthiş bir rekabetin bu iş kolunda yaşanmakta olduğunu göstermektedir.

Ülkemizde Avukatların sadece%5’i mesleklerinde iyi paralar kazanmaktadır. Geriye kalan %95’lik grup ise zor ekonomik şartlar altında mücadele vermekte ve başarıyı aramaktadır. Peki, nasıl olur da %5’lik gruba girebilir, başaranlar klübüne üye olabilir ve rekabet üstü bir duruma erişebilirsiniz. Bu bloğu okuduğunuza göre %5’lik seçkin gruba girmeyi hedeflediğinizi anlıyorum. Bu nedenle sizi tebrik ediyorum.