Müvekkillere Nasıl Evet Dedirtirsiniz?


İnsanlar tanıdıkları ve hoşlandıkları avukatlara işlerini vermeye hevesli olurlar. Biz insanlar bize benzeyen, sevdiğimiz insanlardan alışveriş yapmak isteriz. Müvekkil veya Müvekkil Adayı gözünde sevilen bir Avukat olmanın tek yolu, müvekkille gerçekten ilgi göstermekten geçer. Sahte dostluklar kurmak, “Naber? Nasıl gidiyor?” yerine, sıkıntılarına ve ilgi alanlarına ilgi göstermek ve size anlattıkları özel veya mesleki konularını pür dikkat dinlemekten geçer.

Müvekkil Adayıyla iletişim kurduğunuzda, karşınızdaki insanın hoşlanabileceğiniz karakter özelliklerini keşfetmek için çalışın. Sorular sorarak, ilgi alanlarını ve hayat hedeflerini öğrenin. Bu ona saygı duymanızı sağlayacaktır. Sizin saygınız oluştukça, bu saygıyı karşı tarafa yansıtır, siz de karşılığında aynı saygıyı görürsünüz.

Bazı okurlar, “%20 indirim yaptığımızda bizi daha çok seviyorlar” şeklinde yorumlar getirebilir. Yine de sevilen bir Avukat olmak, müvekkil karşısında vereceğiniz tavizleri en aza indirmenize yardımcı olacaktır.

İş geliştirme yaparken size garantili şekilde zaman ve para kazandıracak yöntemler ve daha fazlası için e-kitabım satışa sunulmuştur.

Sipariş için tıklayınhttps://www.tarkankarabel.com/2020/05/tum-yonleriyle-avukatlikta-is-gelistirme-teknikleri/

 hypnotize

Sabahları Erken Kalkıp Daha Fazla İş Bitirmenin 5 Yolu

Serbest olarak çalışan Avukatların en büyük zorluklarından biri de sabah  erken kalkıp, güne erken başlamaktır.  İş hedeflerine ulaşmak, bir proje    veya araştırma yapmak, bir dilekçe yazmak için verimlilik uzmanları her zaman sabahları erken kalkmayı tavsiye eder. Çünkü kavramsal düşüncenin zirveye ulaştığı nokta, sabah yataktan kalkmayı takip eden   ilk iki saattir.

Ne kadar erken kalkarsanız, o kadar daha fazla işi tamamlama ve zamanı en verimli şekilde yönetme imkanına kavuşursunuz. Sakin bir ev veya ofis ortamında birçok işi kolayca yapabilir ve kimse tarafından rahatsız edilmezsiniz. Çok yerinde bir tavsiye olmakla birlikte, uygulamaya geçirmek serbest avukatlar için epey zor olmaktadır. Sabahları saat 10.00’da anca mesaiye başlayan Avukatlar verimsiz bir iş günü geçirebilmekte, zaman fakirliğinden sık sık şikayetçi olmakta ve sonuç olarak diğer meslektaşlarının gerisinde kalabilmektedir.

Erken kalkmayı bir disiplin olarak görebilirsiniz. Aslında bundan çok daha fazlasıdır. Gerçek şudur ki, insanların tüm ekosistemi daha geç yatmaya ayarlanmıştır. Sabah kalkış rutininizi değiştirmeye başladığınızda, birçok engel karşınıza çıkacaktır. Bunları aşmak mümkündür.  Bununla birlikte, asıl önemli olan bir önceki geceyi iyi tamamlamış olmanızdır.

İşte size sabahları erken kalkmanızı ve işe erken koyulmanızı kolaylaştıracak beş adet strateji:

  1. Bakış açınızı değiştirin.Birçok insan yatağa erken girmemek için mücadele eder. Çünkü gün bitmesin, daha fazla şey yapayım ve yaşayım isterler. Günü erken bitirme ve bir şeyleri kaçırma tedirginliği yaşarlar. Bu noktada, daha farklı düşünmeye başlamak gerekir. Uykuyu yeni günün başlangıcı olarak görün. Uykuya olan bakışınız değişecek ve size daha ilginç gelecektir. Pillerinizi şarj etmek için uykunun önemli bir süreç olduğunu kabul edin.
  2. Yatağa giriş saatinizi ayarlayın. Çoğumuz uykusuzluktan muzdarip bir şekilde hayatlarımızı yaşıyoruz. Uykunuzdan çalacağınız ilave bir saat ertesi gün sizi başarısızlığa daha fazla yaklaştıracaktır. Ertesi gün enerjik olmanın ve başarılı işler gerçekleştirmenin tek yolu gece yatağa erken gitmektir. Vücudunuzun ihtiyacı olan uyku süresini hesap edin ve bu süreye göre yatağa giriş saatinizi ayarlayın.
  3. Gece faaliyetlerinize çeki düzen verin. Akşam yemeği saatinizi gözden geçirin, yemeği hazmedebilmek için yatağa girmeden iki veya üç saat öncesinden akşam yemeğinizi bitirmiş olun. Çay ve kahveyi akşam yemek üzerine tüketmeyin.  Ancak bu şekilde, yatağa girdiğinizde fazla zorlanmadan uykuya dalabilirsiniz.
  4. Sabah faaliyetlerinize hazırlanın.Bazen bizi yataktan çıkamayacak durumda bırakan yorgunluk değildir. Ertesi gün yapılacak olan işlerini ağırlığı ve fazlalığı da bizim yataktan çıkmamızı güçleştirebilir. Ertesi gün yapılacak olan işlerin gözünüze daha kolay gözükmeleri için bir gece önceden iş planınızı yapın ve kullanacağınız malzemeleri hazır edin. Spora gidecekseniz spor kıyafetlerinizi bir köşede hazır edin, duruşmaya gidecekseniz dosyalarınızı, evrak çantanızı ve kıyafetlerinizi yerleştirin, ayakkabılarınızı boyayın. Yeni bir işe başlamak da size karışık ve zor gelebilir. Bu nedenle, hazırlık yapmak için zamanı doğru kullanın ve başarı şansınızı arttırın.
  5. Elektronik cihazlarını uyku boyunca kapalı tutun.Yatağa girmeden 60 dakika önceden tüm elektronik cihazlarınızın fişini çekin. Televizyon, bilgisayar, cep telefonun, e-posta mesajları, sosyal medya iletişimini sonlandırın. Bilim bize göstermektedir ki, tüm elektronik cihazlar çevremizde büyük bir enerji oluşturmaktadır.  Elektronik cihazları kapatmadan yatağa girmek, enerji içeceği içip yatağa girmekle aynı etkiyi verebilmektedir.

Kötü Haberi Müvekkile Nasıl Söyleyeceğiz?

İşini takip ettiğiniz hiçbir müvekkil kötü sürprizlerle karşılaşmaktan hoşlanmaz. Davanın takibinde yaşanan bir zaman kaybı, gecikme veya ortaya çıkan ekstra bir bedel müvekkillerin size olan güvenini sarsabilir. Diğer taraftan, kimse de kötü haberi müvekkile vermek istemez. Bu durumdan kaçış yoktur. Çünkü sorun halının altına süpürülemeyecek kadar önemlidir.

Peki, arzu edilmeyen bir durum meydana geldiğinde bir Avukat olarak müvekkile nasıl davranmalısınız?

  • Öncelikle, müvekkili hemen yerinde ziyaret edin ve durumu doğrudan kendisine anlatın.
  • Hatayı düzeltmek için neler yapmayı planladığınızı kendisine anlatın veya nasıl tazmin edeceğinizi söyleyin.
  • Müvekkilin her aşamadan ve gelişmeden haberi olacağını bilmesini sağlayın.

Başarılı Avukatlar müvekkillerine dört özelliği birlikte sundukları için tercih edilmektedir. Güven, Sevgi, İstikrar ve Umut. Bunlardan bir tanesinde oluşacak artış veya azalış size müvekkil kazandırır veya kaybettirir. Oluşan bir problem hakkında zamanında bilgi vermemek de sahip olduğunuz bu özelliklere etki ederek iş kaybetmenize yol açar.

Fiyat Rekabeti Sizi Nasıl Zora Sokar?

Bir Avukat olarak, fiyatla rekabet etmeye başladığınızda yeni işler alma kabiliyetinizi azaltırsınız. Bu yola girdiğinizde yolun sonunda sizi bitmemiş bir köprü bekler. Rekabet gücünüzü ve inandırıcılığınızı yavaş yavaş kaybetmeye başlarsınız. Çünkü fiyatı kırmak karşınızdaki kişiye riskli mesajlar verir.

Fiyatı indirdiğinizde karşınızdakilerin beynine aşağıdaki mesajları gönderirsiniz:

  1. Diğerleri kadar iyi değilim, bu nedenle fiyatımı düşük tutuyorum,
  2. Diğer Avukatlara göre daha az tecrübeye sahibim,
  3. Hizmetlerimize az para ödersiniz, buna karşılık alacağınız hizmetin sınırlı olacağını bilin.

Fiyatı indirmek yerine,  ücretinizin neden daha yüksek olduğunu müvekkil adayına açıklamak size daha fazla puan kazandırır. Bunu açıklarken aşağıdaki noktaların altını mutlaka çizmelisiniz.

  • Sonuç Almak: Sonucu garanti etmemekle birlikte, benzer davalarda aldığınız olumlu sonuçları sürekli vurgulayın.
  • İhtisas Alanınız: Uzman olduğunuz hukuk branşını ve niş alanı müvekkil adayınıza anlatın.
  • Hizmetleriniz: Müvekkillerinize geçmişte ve şimdi nasıl hizmet verdiğinizi anlatın. Müvekkil adayıyla çalışmaya başladığınızda sizden ne şekilde hizmet alacaklarını bilmelerini sağlayın (Telefonlara ve e-postalara cevap verilmesi, raporlama, bilgilendirme toplantıları vs.).

Fiyat yerine sunduğunuz değere odaklandığınızda, sizinle neden çalışmaları gerektiği yönünde müvekkil adayını etkilemeniz mümkün olur. Bunlara rağmen fiyat odaklı olmaya devam edenler ya sunduğunuz değeri tam olarak anlamamaktadır ya da sizinle çalışabilecek bütçeye sahip değillerdir. Birincisi için tekrar tekrar sunduğunuz değere vurgu yapabilirsiniz, ikincisi için ise yapacak bir şey yoktur.

Herkese başarılar dilerim.

race1

İş geliştirme yaparken size garantili şekilde zaman ve para kazandıracak yöntemler ve daha fazlası için e-kitabım satışa sunulmuştur.

Sipariş için tıklayın: https://www.tarkankarabel.com/2020/05/tum-yonleriyle-avukatlikta-is-gelistirme-teknikleri/

Müvekkillerinize gerçekten değer sunabiliyor musunuz?

İş hayatında başarının anahtarı değer yaratabilmektir. Günümüz rekabet ortamında müvekkillerine hitap edemeyen hukuk büroları bulundukları konumları artık yavaş yavaş kaybediyorlar.

Bir Avukat olarak yeterince değer yarattığınızı düşünüyorsanız fakat bunu müvekkillerinizden teyit etmediyseniz, bundan nasıl emin olabilirsiniz?

 Değer kavramı müvekkilin size ifade ettiği ve sizden beklediği şeydir. Peki, bir Avukat olarak nasıl değer yaratabilirsiniz? Rakiplerinize göre daha fazla özelliği hizmetlerinizde sunma çabanız ilgi çekici görünmenizi sağlayabilir. Lakin bundan daha iyisini yapmalısınız. Öyle şeyler yapmalısınız ki, kişisel markanız müvekkillerinizle daha derin ilişkilerine sahip olsun.

İşte size daha fazla değer yaratmak için dört etkili yöntem:

Ölçün

Müvekkillerinize mevcutta sunduğunuz değerleri belirleyin. Onların faydalı yorumları bu konuda size yardımcı olabilir. Tabi ki, onlarla oturup konuşmanız gerekir. Bu görüşme sonrasında genellikle şu iki acı tespitten birine ulaşırsınız:

  1. Müvekkillerinizin hiç de düşündüğünüz kadar değeri sizden alamadığı,
  2. Onlara sunduğunuz değer karşılığında yeterli ücreti onlardan alamadığınız, 

Liderlik edin

Müvekkillerinizin kişisel ve mesleki hedeflerine ulaşabilmeleri için onlara yardımcı olun ve yol gösterin.  Makale yazmak, sunumlar gerçekleştirmek, blog yazmak, sosyal medyada gruplara dâhil olmak yol gösterici liderlik özelliklerinizi onlara gösterir.

Eğitin

En iyi satış yöntemi eğitsel yaklaşımla yapılan satıştır. Müvekkillerinizin sorunlarını kolayca ve düşük maliyetle nasıl çözeceğinizi onlara gösterin. Zaman zaman ücretsiz müvekkil bilgilendirme seansları ve seminerleri düzenleyerek sorunlarına çözüm bulmalarını sağlayın.

Dinleyin

Müvekkilleri dinlemek kesinlikle değer yaratır. Bariz olmasına rağmen nadiren bu yolu kullanırız. Odaklandığınızda dikkatinizi dağıtacak ve gözünüzün kayacağı o akıllı telefonları kapatın ve o konuşurken gözlerinizi müvekkilinizin gözlerinden ayırmayın. Müthiş bir değer yaratırsınız.

İş geliştirme yaparken size garantili şekilde zaman ve para kazandıracak yöntemler ve daha fazlası için e-kitabım satışa sunulmuştur.

Sipariş için tıklayın: https://www.tarkankarabel.com/2020/05/tum-yonleriyle-avukatlikta-is-gelistirme-teknikleri/

İş Liderleri için Hikaye Anlatmanın Önemi (Storytelling)

Başarılı Bir Hikaye Anlatıcısı Nasıl Olursunuz?

İş arkadaşlarımıza ve müşterilerimize hikayeler anlatırız. Sunduğumuz projeleri kabul etmelerini ve ikna olmalarını isteriz. Bir çalışanımızın kendisini belli bir alanda geliştirmesini bekleriz. Takımımızın zorluklar karşısında ilham alarak harekete geçmesini arzu ederiz. Tüm bu nedenlerle, insanları istediğimiz yönde harekete geçiren hikayeler anlatabilmek, iş dünyasında çok az sayıda liderde mevcut olan özel bir beceridir. Peki, iş dünyasında hikayeler anlatabilmemiz neden bir gereklilik haline gelmektedir? Ve ikna edici hikayeler nasıl oluşturulur?

Mevcut durum

Bilgiyle çevrelenmiş olduğumuz bu çağda, iş liderleri ilginç hikayeler anlatmadıkları sürece seslerini artık  duyuramayacaklardır. İş sonuçları, rakamlar ve tüm rasyonel bilgiler iş hayatı için önemli olabilir. Fakat, hiçbiri belleklerimizde kalıcı bir iz bırakmaz. Buna karşın, hikayeler zihnimizde kalıcı hatıralar bırakma gücüne sahiptir. Hikayeler, duyguları yaşanan olaylarla ilişkilendirir. Bu nedenle, iyi hikayeler üretebilen ve bunları insanlarla paylaşabilen liderler diğerlerine göre büyük bir avantaj elde edecektir.  Güzel haber ise, herkesin eğitim alarak daha iyi bir hikaye anlatıcısı olabileceğidir.

İş dünyasında hikayeler anlatmanın nasıl faydaya çevrilebileceğini aşağıda bulabilirsiniz:

Mesajla başlayın

Her hikaye hazırlığı şu soruyla başlamalıdır: “Dinleyicilerim kimdir ve benim onlara mesajım nedir?”; “Onlarla neyi paylaşmak istiyorum?”

Hikayeniz hakkında alacağınız her karar bu soruların süzgecinden geçmelidir.

“Takımımda oluşturmak istediğim ana değer nedir?” Örneğin, eğer takımınız başarısız olma ihtimalinin projelerinde mümkün olmadığını iddia ediyorsa, onlara başarının kardeşinin başarısızlık olduğunu anlatmanız gerekir. Ya da üst düzey yöneticilerinizi projenize destek vererek risk almaları yönünde iknaya çalışıyorsanız, birçok büyük şirketin zamanında akıllı riskler alarak bugüne geldiğini anlatabilirsiniz. Öncelikle, ana mesajınız üzerinde mutabık olmalısınız. Sonrasında onu nasıl tasvir edeceğinizi bulacaksınız.

Kendi deneyimlerinizden faydalanın

En iyi hikaye anlatıcıları kendi anılarından ve hayat deneyimlerinden yararlanırlar. Bu şekilde, mesajlarını tasvir ederler. Paylaşmak istediğiniz fikri, yaşadığınız hangi olayın en iyi şekilde ifade edeceğini araştırıp bulmalısınız. Başarısızlıklardan ders alarak başarıya ulaştığınız anları düşünün. Bir yakınınızın veya öğretmeninizin size verdiği bir hayat dersini hatırlayın. Bunlardan bir tanesi, hikayeye giriş için ilgi çekici bir kapı olabilir. Genellikle, iş ortamlarında kişisel bilgileri paylaşmama gibi bir yönelim olmakla birlikte, mücadeleleri, başarısızlıkları ve engelleri tasvir eden anekdotlar onu anlatan liderleri içten ve ulaşılabilir gösterir. Burada amaç, sizin de savunmasız anınızın olabildiğini dinleyicilere göstermektir.

Kendinizi kahraman olarak göstermeyin

Hikayenin yıldızı siz olmayın. Dev çalışma ofisinizi veya gerçekleştirdiğiniz milyonluk projeleri anlatmanız çalışanlarınızı harekete geçirmez. Hikayede merkezi bir noktada olabilirsiniz. Fakat gerçek odak diğer insanlar, aldığınız dersler veya yaşadığınız olaylar üzerine olmalıdır. Fırsatını bulduğunuz anda, sizi dinleyenleri veya çalışanlarınızı kahraman olarak göstermek için çaba sarf edin. Bu onların konuya olan adanmışlığını arttıracak ve verdiğiniz mesajı almalarını kolaylaştıracaktır.

Hikayeleri dinlemek istememizin nedenlerinden birisi de bir konu hakkında daha derin bir inanışa ulaşmak arzusudur. Lakin hikayeyi anlatan kendinden bahsetmeye başladığında dinleyiciler hemen onu takibi bırakmaktadırlar. Kendi kararlarınıza ne kadar çok vurgu yaparsanız, dinleyicileriniz sizinle o kadar az bağlantı kurmak isteyeceklerdir ve mesajınızı almakta zorlanacaklardır.

Mücadeleye odaklanın

İçinde mücadele olmayan bir hikaye hiç ilginç değildir. İyi hikaye anlatan liderler hikayede bir çatışma ve sürtüşme olması gerektiğinin farkındadır. Yenilmesi gereken bir rakip mi var? Pazarda yaşanan bir krizin üstesinden mi gelinmeli? Değişime direnen bir sanayi dönüşüm ihtiyacı içerisinde mi? Bu amaçla, gidilecek yolun çok zor olduğunu dinleyenlere ifade etmekten korkmayın. Aslında, insanlar sürecin zor olacağını duymaktan hoşlanırlar. Akıllı liderler çalışanlarına şunu söyler: “İşimiz çok zor olacak. Ama el birliğiyle çalışırsak ve dayanışma gösterirsek, hep birlikte harika bir noktaya ulaşacağınız.

Bu tarz bir çağrıyı içeren iyi hazırlanmış hikayeler anlattığınızda, insanlardan değişim için ilave çaba göstermelerini istemenize gerek kalmaz. Çünkü insanlar bu yola sizinle çıkmaya zaten hevesli olacaklardır.

 Basit olan güzeldir

Her anlattığınız hikaye bir sürprizle bitmek zorunda değildir. Bazı başarılı ve akılda kalıcı hikayeler nispeten basit ve konu odaklıdır.

Dikkati ana mesajınızdan uzaklaştıracak gereksiz detaylardan kaçının. “Az yeterlidir” prensibine göre çalışın. Yapabileceğiniz en büyük hata hikayeyi çok fazla detayla doldurmaktır.  Aylardan hangi gün olduğunu belirtmenize, hangi ayakkabıyı giydiğinizi söylemenize gerek yoktur. Bu gibi detaylar hikayedeki büyüyü bozar. Diğer taraftan, sizi dinleyenlerle paylaşacağınız o ana ait duygularınız veya yüz ifadenizin nasıl olduğunun tasviri, dinleyicilerin hikayenin içine tümüyle dalmalarına ve mesajı kolayca almalarına imkan verir.

 Pratik yaptıkça mükemmelleşirsiniz

Hikaye anlatımı mükemmele ulaşmak için sürekli tekrar gerektiren bir sanat biçimidir. Sevdiğiniz insanlarla, dostlarınızla veya güvendiğiniz iş arkadaşlarınızla tekrarlar yapmalısınız. Bu şekilde ustalaşır ve mesajınızı etkili ve verimli bir hikaye halinde sunmaya başlarsınız.

Unutmayın ki, bu provaların size ödülü çok büyük olacaktır.

Hikayeler orijinal bir sözel iletişim yöntemidir. “Vay canına!” dedirten bir hikaye anlattığınızda, onu dinleyen insanların ilk yapacağı iş, çıkışta bu güzel hikayeyi çevrelerinde ilk kime anlatacaklarını düşünmek olacaktır.  Bir lider olarak mesajınızı verirken hikaye anlatmak için harcayacağınız ilave beş dakika, aylar belki de yıllar sürecek getiriler elde etmenizi sağlayacaktır.

Business Storytelling Eğitimlerimiz için bizi arayabilirsiniz.

Speak & More

On Numara Yönetici Olmanın Yolları

İşlerinizi büyüyor ve yeni çalışma arkadaşlarını bünyenize katıyorsunuz. Amacınız kurumunuzun gelişen iş ortamında çalışanlardan azami verimi alabilmek, hayalini kurduğunuz yeni işlere ve iş verimliliğine onlarla ulaşabilmek.

Lakin bugüne kadar kurmuş olduğunuz temel iş yapış ve yönetim modeliniz, yeni insanların sisteme katılmasıyla artık ihtiyaçlara cevap veremez hale mi geliyor? Sinirleriniz geriliyor ve insanları yönetirken arzu ettiğiniz sonuçlar gelmeyince bir lider olarak serinkanlılığınızı korumakta ve istenilen yönde ilerlemekte sıkıntı mı çekiyorsunuz? Yöneticilik yaparken saçınızı başınızı yolar hale mi geliyorsunuz? Öyleyse endişe etmeyin. Siz de sekiz basit kurala uyarak iyi bir yönetici olabilirsiniz. İşte yapmanız gerekenler:

  1. İyi bir akıl hocası olun.
  2. Yetkinliği tam olan ekibinize yetkiler verin ve işlerine karışmayın, Yetkinlikleri yeterli değilse onları eğitin veya uzmanlardan destek almaları için eğitime gönderin.
  3. Ekip üyelerinin başarılarına ve kişisel mutluluklarına ilgi gösterin.
  4. Korkak olmayın. Verim ve sonuç odaklı olun.
  5. İyi bir iletişimci olun ve ekibinizdekilerin anlattıklarına kulak verin.
  6. Çalışanlarınızın kariyer gelişimine yardımcı olun.
  7. Ekip için açık bir vizyon ve strateji belirleyin.
  8. Ekibinize belli tavsiyelerde bulunabilecek teknik yeteneklere sahip olun.

Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, çalışanlar en çok onlarla birebir toplantılar yapan, cevapları dikte ederek değil sorular sorarak yanıtlamaya çalışan ve onların yaşamlarına ve kariyerlerine ilgi gösteren yumuşak başlı yöneticilere ilgi gösteriyorlar.

Bir iş veren olarak emek harcadığınız çalışanların sizi terk etmesi iş hayatında başınıza gelebilecek en kötü şeylerden biridir. Çalışanların işten ayrılmalarının genelde üç nedeni var. Bazen bu nedenlerden biri, bazen de üçünün bir araya gelmesi ayrılmayı tetikler. Birinci neden, çalışanların kurumun misyonuna ilgi duymamaları ya da yaptıkları işin önemli olmadığını düşünmeleridir. İkinci neden, çalışma arkadaşlarını sevmemeleri ya da onlara saygı göstermemeleridir. Üçüncü neden ise korkunç bir patrona sahip olmalarıdır ki en önemli nedenin de bu olduğu birçok IK araştırmasında teyit edilmektedir.

Hedefiniz, çalışanlara karşı son derece açık olmaktır. Çalışanlarınıza “Burada ne yaptığınızı anlıyorum ama şimdi de sonuçlardan bahsedelim. Amacımız budur” demektir.

www.tarkankarabel.com

www.lawmarketing-tr.com

 

Referans Almayı Garantilemenin Yolları

Yeni işler alma, ofisinizin hizmet ettiği müvekkil sayısını arttırma konularında azimli iseniz ve de bu konuya odaklanmaya hazırsanız, aşağıda sizinle paylaşacağım yöntemler işinizi bir hayli kolaylaştıracaktır. Evet biliyorum çalışmayı gerektiriyor. Bir gecede olmayacak ama işler gelmeye başladığında süreklilik kazanacaktır.

Öncelikle yapmanız gereken size kimin referans verebileceğini düşünmektir

  • Sizinle aynı alanda çalışma yapmayan avukat arkadaşlarınızın bir listesini çıkarın. Aynı zamanda, sizinle aynı alanlarda çalışanları da belirleyin. Avukat arkadaşlarınıza çeşitli sebepler ve çatışmalar nedeniyle kendi müvekkillerinizi yönlendirebilir veya onlardan müvekkil alabilirsiniz. Bu amaçla, avukat arkadaşlarınızla olan ilişkilerinizi canlı tutun.

  • Avukatlar dışında tanıdığınız iş adamları ve iş kadınlarını belirleyin. Unutmayın ki, onların müşterileri de hizmetlerinizi talep edebilir.

  • Mevcut müvekkillerinizin size gönderecekleri tüm referans isimleri memnuniyetle karşılayacağınızı, arkadaş çevrelerine de en iyi hizmeti vermeye devam edeceğinizi bilmelerini sağlayın.

  • İletişim halinde olduğunuz tüm iş insanlarına iş ve arkadaş çevrenizden kendilerine yönlendirme yapmak istediğinizi söyleyin ve mümkün olduğunca da yapın. Referans verdikçe başkaları da size verecektir.

Referans isterken ve verirken dikkat etmeniz gereken kurallar

  • Size referans veren isimden saygınlığınızı koruyacak bir talepte bulunun; Etik kurallar gereği referans verdiği kişinin ilk teması sizinle kurmasını kendisinden isteyin. Size yönlendirilen isimden daha sonra bir arama gerçekleşmezse, referans veren kişiye konuyu tekrar hatırlatın.

  • Müvekkil adayı sizinle temasa geçtikten sonra, kendisinin onayı dahilinde referans veren ismi görüşme hakkında bilgilendirin ve verdiği destekler için tekrar teşekkür edin. Değerli referanslarını her zaman ve tekrar tekrar beklediğinizi ifade edin.

Size referans sağlayan kaynaklarınızı nasıl koruyacaksınız

  • Referans sağlayan çevrenizi genişletin. Bu amaçla, eğitsel ve kar amacı gütmeyen projelerde görev alın ve bilinirliği arttırın.

  • Referans veren ve vermekten mutlu olan isimlerle sürekli temas halinde olun. İlişkiyi sıcak tutun. Onları aramadığınızda hemen unutulur ve saygılarını kaybedersiniz.

  • Siz de birilerine referans vermek için fırsat kollayın. Vermeden alamayacağınızı unutmayın.

  • Size referans veren isimleri yemeğe çıkarın, onlara hizmet vermekten ne kadar mutlu olduğunuzu ifade edin.

Sonuç olarak, sürekli referans sağlayan bir network oluşturmak zaman alır, çalışma gerektirir. Lakin,etkin ve verimli şekilde yapıldığında size büyük kazanımlar ve değerler sağlar. Herkese başarılar dilerim.

 

İş geliştirme yaparken size garantili şekilde zaman ve para kazandıracak yöntemler ve daha fazlası için e-kitabım satışa sunulmuştur.

Sipariş için tıklayın: https://www.tarkankarabel.com/2020/05/tum-yonleriyle-avukatlikta-is-gelistirme-teknikleri/

Müvekkilden Referans İstemenin Harika Bir Yolu

Avukatların iş hayatında en zorladığı konu mevcut müvekkillerden referans istemek ve işlerini bu yolla geliştirmektir. “Referans istersem acaba müvekkilin gözünde değer mi kaybederim?” tarzı endişeler birçok avukatı eyleme geçmekten alıkoyar. İşte size saygın bir şekilde referans istemenin ve hedefe ulaşmanın harika bir yolu:

İlişkilerinizin çok iyi olduğu favori müvekkillerinizi belirleyin. Onları teker teker akşam yemeğine çıkarın. Şu sorunuza cevap almadan onları sakın bırakmayın:

“Sizin gibi değerli iş ve arkadaş çevrenize hizmet vermek için ne yapabilirim?”

Bu yöntem her zaman işe yarar çünkü

  1. Müvekkiller kendilerine ve fikirlerine çok önem verdiğinizi düşünürler.

  2. Söyleyecekleri genelde sizinle neden çalıştıklarının, sizi neden tercih ettiklerinin ifadesidir. Kişisel markanızı nasıl algıladıklarını ortaya koyarlar.

  3. Yeni müvekkiller bulmanızda kendilerini sorumlu hisseder, konuyu sahiplenerek yeni insanlarla tanışmanız için motive olurlar.

İş geliştirme yaparken size garantili şekilde zaman ve para kazandıracak yöntemler ve daha fazlası için e-kitabım satışa sunulmuştur.

Sipariş için tıklayın: https://www.tarkankarabel.com/2020/05/tum-yonleriyle-avukatlikta-is-gelistirme-teknikleri/

Konferansa Katılım Öncesi ve Sonrası Dikkat Etmeniz Gerekenler

Bir Avukat olarak bir konferansa katılmaya karar vermeden önce nelere dikkat etmeniz gerekir? Hava durumuna mu?  Konferansın gerçekleşeceği egzotik şehire mi?  Hiç biri değil. Lakin öyle önemli noktalar vardır ki, bunları es geçerek konferanslara katılmak kaynakların boşa harcanmasına sebep olur.

Bir konferansa katılıp katılmamaya karar verirken aşağıda belirtilen noktalar iş geliştirme hedefinize ulaşmada size yardımcı olacaktır:

  1. Kim katılacak? Eğer bu konferansa mevcut müvekkilleriniz katılıyorsa, şüphesiz ki sizin de orada olmanız gerekir. Bu şekilde, mevcut müvekkillerinizle ilişkinizi sıcak tutabilir, onların yanında olduğunuzda, bulunulan ortamlarda sizi yeni müvekkil adaylarıyla tanıştırmalarını sağlayabilirsiniz. Müvekkillerinizin katıldığı konferansların hangileri olduğunu bilmiyorsanız kendilerine önceden sorun veya geçmiş konferanslar ve katılımcıları hakkında sektörel araştırma yapın.

  2. Networking fırsatı olacak mıdır? Birçok konferansta genellikle bu imkân sağlanır. Fakat bire bir temas kurma ve tanışma imkânının daha fazla olduğu konferansları öncelikli olarak tercih etmenizi tavsiye ederim. Örneğin; şehir turlarının dâhil olduğu programlar veya resmiyetin olmadığı toplantılar ve davetler bu konferansları sizin açınızdan daha verimli hale getirecektir. Bu aktiviteler sırasında yemeklerde hedeflediğiniz insanların yanına oturmaya gayret edin.

  3. Konferansta hangi çalışma grupları ve seanslara katılmalıyım? Bulunacağınız çalışma grupları ve seanslarda seçici olmanızda fayda vardır. Çalışma gruplarının sadece eğitsel yönünü değil, müvekkil adaylarının katılıp katılmadığını da dikkate almalısınız. Bu seanslar daha samimi tanışma ve kendinizi ifade etme fırsatlarını size sağlayacaktır.

  4. Takip, takip, takip. En önemlisi takiptir. Avukatların verimli geçen konferans sonrasında işlerini geliştirememelerinin bir numaralı nedeni takip eksikliğidir. Kişisel markanızı hatırlatma planınız olduğunda tanıştığınız insanlarla mektup, e-posta ve telefon yoluyla tekrar iletişime geçebilirsiniz. İnsanlarla temas kurmayı bıraktığınızda ise onların radarından hızla çıkarsınız.

Katıldığınız her konferanstan azami verim almanız dileğiyle,

İş geliştirme yaparken size garantili şekilde zaman ve para kazandıracak yöntemler ve daha fazlası için e-kitabım satışa sunulmuştur.

Sipariş için tıklayın: https://www.tarkankarabel.com/2020/05/tum-yonleriyle-avukatlikta-is-gelistirme-teknikleri/